23. Hukuk Dairesi 2014/2574 E. , 2015/313 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalı yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşaatın yapı ruhsatının alındığı 04.07.2008 tarihinden itibaren 2 yılda teslimi gerekirken halen bitirilip teslim edilmediğini, arsa sahibine ait bağımsız bölümlerde ve ortak alanlarda eksik ve kusurlu işler bulunduğunu ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile eksikliklerin giderilmesi ve binanın iskân belgesi alınacak duruma getirilmesi için gerekli olan bedelin ıslahla birlikte toplam 103.750,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre; yüklenicinin binayı eksik olarak bıraktığı, bilirkişi raporlarında eksikliklerin giderilmesi için verilen rakamların birbirlerine çok yakın olduğu, en son alınan 12.08.2013 tarihli raporun esas alındığı, yapının fiziki durumu dikkate alındığında sözleşmenin ileriye dönük olarak feshinin hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile sözleşmenin ileriye etkili feshine, 100.416,00 TL eksik iş bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle ileri sürülen temyiz nedenlerine göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Mahkemece, taraflar arasındaki 26.09.2006 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ileriye etkili feshine karar verilmiştir. Sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde olumlu zarar kapsamında yer alan eksik ve kusurlu işler bedeline hükmedilemez. Zira inşaat oranı belirlenirken eksik ve kusurlu işlerin de nazara alınacağı tabidir. Ne var ki, dosya kapsamı itibariyle yapılan değerlendirme sonucu davacının asıl istemi, eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedelinin tahsili suretiyle sözleşmenin ifası yönünde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedeli yanında sözleşmenin feshine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Bunun yanında, eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedelinin belirlenmesi için mahkemece üç ayrı bilirkişiden raporlar alınmış ise de; her üç rapor arasında farklılıkların yer aldığı ve bu çelişkilerin giderilmediği anlaşılmaktadır. HMK’nın 266/1. maddesi uyarınca mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi görüşü alınmasına karar verebilir. Bu halde ise çelişkileri kanaat verici
şekilde gidermeden hakimin herhangi bir rapora itibar ederek sonuca varması mümkün değildir. Bunun yanında alınan bilirkişi raporlarında hangi tarihteki fiyatlarla hesaplama yapıldığı belli olmadığı gibi birim fiyatlarının neye göre belirlendiği de izah edilmemiştir. O nedenle hükme esas alınmaları da mümkün bulunmamaktadır.
Keza, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesine göre, arsa sahibine ait bağımsız bölümlerde kullanılacak olan seramik, musluk, banyo takımları, taban döşemeleri, mutfak dolapları, balkon seramikleri, ince işlerine ait bilumum malzemelerin arsa sahibinin seçeceği malzemelerden kullanılacağı kararlaştırılmıştır. Malzeme seçimi konusunda davalı yüklenicinin sözleşme hükmüne uymadığı, aksine davacının gönderdiği ihtarnamelerle malzeme seçimi yaptığı ve bu suretle davalıyı temerrüde düşürdüğü görülmektedir. Sözleşme ile kararlaştırılan inşaatın niteliği dikkate alınarak, bu niteliğe aykırı bir şekilde, arsa sahibinin seçme hakkını iyiniyetle kullanmadığı durumlar dışında anılan sözleşme hükümlerine uyulması gerekirken, bu hükme aykırı şekilde hesap yapan bilirkişi raporuna itibar edilmesi doğru olmamıştır.
Şu halde mahkemece, uyuşmazlık konusu hakkında uzmanlığı bulunan bilirkişi heyeti oluşturulup, mahallinde keşif yapılarak yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda sözleşme, yapı ruhsatı, tadilat ruhsatı ve eki onaylı projeler uyarınca eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedeli önceki raporlar da dikkate alınarak, bu raporlardan ayrılma ve katılma nedenleri izah edilerek ve taraf itirazları da karşılanmak suretiyle ve gerektiğinde ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Değinilen hususlar dikkate alınmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.