13. Hukuk Dairesi 2015/23228 E. , 2017/11423 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 2.4.2004 tarihli vekaletname ile davalının vekilliğini üstlendiğini ve muhtelif işlerini takip ettiğini, bu kapsamda 20.2.2009 vade tarihli 150.000 usd bedelli bononun tahsili için ihtiyati haciz kararı alarak bu karar ile takip başlattığını, borçlulara hacze gidildiğini ve borçlunun taşınmazına haciz konulduğunu, satış ilanı vermeden önce dosyayı kontrole gittiğinde davalının taşınmazdaki haczin durdurulması ve haczin kaldırılması talepli dilekçe verdiğini, icra müdürlüğünce haczin kaldırılmasına ve satışın durdurulmasına karar verildiğini, bu durumun alacaklı davalı ile borçlunun anlaştığını gösterdiğini, vekalet ücretinin ödenmesi için 16.5.2012 tarihli ihtarı göndermesine rağmen ücretin ödenmediğini, davalının 11.6.2012 tarihinde de bürosuna gelerek sinkaflı küfürler ettiğini, bu nedenle 15.6.2012 tarihinde haklı olarak istifa ettiğini, aralarında yazılı bir ücret sözleşmesinin olmadığını ileri sürerek; ihtiyati haciz dosyasından hem akdi hem de karşı yan vekalet ücretinden şimdilik 350,00TL, icra dosyasından tarifeye göre hesaplanacak borçlu tarafın ödemesi gereken ücretten 17.150,00TL, davalı ile arasında bir sözleşme bulunmadığından hakkaniyete uygun şimdilik 2.500,00TL"nin 8.9.2009 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının vekillik görevini davalı asilce haczin kaldırılması istenene kadar yürüttüğü, herhangi bir azilde bulunmadığından ücrete hak kazandığı, ancak haczin kaldırılması isteminin alacağın tahsiline ilişkin kesin kanıt olmadığından karşı yan vekalet ücretinin istenemeyeceği gerekçe gösterilerek 17.601,05TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, vekalet ücretinin tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının karşı yan vekalet ücretini isteyemeyeceği kabul edilerek akdi vekalet ücreti yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK.’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır. Davacı, dava dilekçesinde açıkça ihtiyati haciz dosyasından hem akdi hem de karşı yan vekalet ücretinden 350,00TL, icra dosyasından tarifeye göre hesaplanacak borçlu tarafın ödemesi gereken ücretten 17.150,00TL, davalı ile arasında bir sözleşme bulunmadığından hakkaniyete uygun 2.500,00TL"nin tahsili talebinde bulunduğu halde, mahkemece emredici nitelikteki anılan yasa maddesi hükmüne aykırı olarak, akdi vekalet ücreti yönünden 17.601,05TL"ye hükmedilmiştir. Oysa ki, sözü edilen yasa maddesi uyarınca, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesi mümkün bulunmamaktadır. O halde mahkemece, davacının talebi yönünde inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.