10. Hukuk Dairesi 2018/4327 E. , 2019/5201 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
KARAR
Dava, sigorta başlangıcının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili; sigorta başlangıç tarihinin 01.12.1992 olduğuna karar verilmesini talep etmiştir. talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili, kurum işleminin yerinde olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Davanın kabulü ile;
-Davacını dava dışı ... sicil sayılı işyerinde 01/12/1992 tarihinde en az bir gün çalıştığının ve sigorta hizmet başlangıcının 01/12/1992 tarihi olduğunun TESPİTİNE,” şeklinde karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“…Dosya kapsamına göre dava dışı ..."e ait iş yeri el halıcılığı dokuma atölyesi niteliğinde bir işyeri olup, davacının bu işyerinde halı dokuma
atölyesinde işverene bağımlı olarak ve hizmet akdi ile çalıştığının işyerinden 1992/1-1992/2 tarihleri arasında bildirimi yapılan ve 15.04.1992 tarihli işe giriş bildirgesi bulunan tanık ... "un beyanı ile anlaşıldığı,davacıya halı dokumak üzere evinde tezgah tahsis olunmadığı, yapılan işin işverenin denetim ve gözetiminde hizmet akdi ilişkisi oluşturacak şekilde gerçekleştiği,bildirimlerin iptali yönündeki kurum işleminin yerinde olmadığı, Kurum kayıtlarına geçen ve sahteliği ileri sürülmeyen işe giriş bildirgesinin işyerinde en az bir gün süre ile çalışmaya karine teşkil ettiği, mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmış, davalı Kurumun bu yönü amaçlayan istinaf başvurusunun reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, eksik araştırma sonucu karar verildiğini belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
506 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, aynı Kanunun 79/10 maddesi kapsamında bir günlük çalışmanın belirlenmesi davasıdır.
01.12.1992 günü çalışmaya başladığı yönünde hakkında düzenlenen işe giriş bildirgesi davalı Kuruma verilmesine karşın herhangi bir sigortalılık bildirimi ve adına prim ödemesi gerçekleştirilmeyen davacının istemi, sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine ilişkin olup mahkemece yapılan yargılamada davanın kabulüne dair verilen karar, davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi tarafından istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 3. maddesinin II numaralı fıkrasına, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun 1. maddesiyle eklenen (D) bendinde “El halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar hakkında yalnız iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kolları uygulanır. Ancak bunlar istekleri halinde malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta kolları bakımından 85 inci madde hükmüne göre isteğe bağlı sigortalı olabilirler.” düzenlemesine yer verilmiş, sonrasında 06.08.2003 günü yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanunun 57. maddesiyle söz konusu bent ilga edilmiş olup yürürlükten kaldırmaya yönelik yasama işleminin geriye yürütüleceğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığından, şu durumda 09.07.1987 – 05.08.2003 (dahil) dönemi bakımından bentte yazılı nitelikteki hizmetin 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince uzun vadeli sigorta kollarına tabi zorunlu sigortalılık olarak değerlendirilemeyeceği belirgindir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava irdelendiğinde, söz konusu işyerinin ve davacının yaptığı işin 506 sayılı Yasanın 3. Maddesinin II nolu fıkrası kapsamına girip girmediği yöntemince belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi"nin kararı, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının, HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.