10. Ceza Dairesi 2019/1638 E. , 2019/3656 K.
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığının, 18/04/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ..."in mahkûmiyetine ilişkin Karşıyaka 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/12/2018 tarihli ve 2018/720 esas, 2018/928 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 29/04/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 28/01/2007 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda, Karşıyaka 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 19/09/2007 tarihli ve 2007/793 esas, 2007/1207 sayılı kararıyla TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 19/10/2007 tarihinde kesinleştiği,
2- Ancak Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 07/01/2009 tarihli yazısıyla sanığın tedbire uymadığının bildirilmesi üzerine yargılamaya devam edildiği ve Karşıyaka 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 08/05/2009 tarihli ve 2007/793 esas, 2007/1207 sayılı ek sayılı kararıyla TCK"nın 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği,
3- Temyiz yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 08/06/2016 tarihli ve 2015/5478 esas, 2016/5937 karar sayılı ilâmıyla 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin yapılan değişiklikler gereğince sanığın hukukî durumunun yeniden değerlendirilmesi amacıyla hükmün bozulmasına karar verildiği,
4- Bozmaya uyularak yapılan değerlendirme sonucunda Karşıyaka 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/12/2016 tarihli ve 2016/465 esas, 2016/624 sayılı kararıyla sanığın TCK"nın 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 24/02/2017 tarihinde kesinleştiği,
5- Daha sonra sanığın denetim süresi içinde 27/06/2017 tarihinde işlediği iddia edilen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuna ilişkin mahkûmiyet kararının kesinleştiğinden bahisle hükmün açıklanması için ihbarda bulunulması üzerine, Karşıyaka 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/12/2018 tarihli ve 2018/720 esas, 2018/928 sayılı kararıyla hüküm açıklanarak, sanığın TCK"nın 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin 25/01/2019 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "1- Dosya kapsamına göre, sanığın 28/01/2007 tarihinde işlemiş olduğu kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan yapılan yargılama sonucunda hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Karşıyaka 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 19/09/2007 tarihli kararının itiraz edilmeden 19/10/2007 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetime uymaması nedeniyle mahkumiyetine dair Karşıyaka 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 08/05/2009 tarihli ek kararına kadar geçen sürede zamanaşımının işlemediği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/8-son cümlesi hükmü uyarınca, 28/01/2007 olan suç tarihinden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 24/02/2017 tarihine kadar dava zamanaşımı süresinin işlediği, bu tarihten sonra denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçtan dolayı verilen ve 16/11/2017 tarihinde kesinleşen mahkûmiyet hükmü nedeniyle ihbar üzerine dosyanın yeniden ele alındığı, böylelikle sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği tarih ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymama üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen ek karar tarihi arasında geçen sürede ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 24/02/2017 tarihinden itibaren deneme süresi içinde işlenen ikinci suçun suç tarihi olan 27/06/2017’ye kadar dava zamanaşımının durduğu, Karşıyaka 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 08/05/2009 tarihli mahkumiyet kararından itibaren de zamanaşımını kesen başkaca bir işlem yapılmadığı, bu haliyle suç tarihi olan 28/01/2007 ile hükmün açıklanarak mahkumiyet kararının verildiği 18/12/2018 tarihleri arasındaki süreden duran zamanaşımı süresi düşüldükten sonra geçen zamanda 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, düşme kararı yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde,
2- Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/7380 esas, 2017/6802 karar sayılı ilâmı ile "....bu durumda CMK’nın 231. maddesindeki genel kurallar değil, TCK’nın 191. maddesindeki özel hükümlerin uygulanması gerektiği, buna göre de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde TCK’nın 191/4. maddesindeki kuralların geçerli olacağı anlaşıldığından, sanığın ancak kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi veya tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hallerinde hüküm açıklanabilecektir..." şeklinde değinildiği üzere, dosya kapsamına göre, Karşıyaka 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/12/2016 tarihli kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 24/02/2017 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 27/06/2017 tarihinde alkol veya uyuşturucu madde etkisi altındayken araç kullanma suçunu işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde temin etmek suçu olmadığı, dolayısıyla hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir." denilerek, Karşıyaka 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/12/2018 tarihli ve 2018/720 esas, 2018/928 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Suç tarihi olan 28/01/2007 tarihinden başlayan dava zamanaşımı süresinin 08/05/2009 tarihli mahkûmiyet hükmüyle kesildiği ve bu tarihten itibaren yeniden işlemeye başladığı, bozma ilamından sonra verilmiş olan 30/12/2016 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararının kesinleştiği 24/02/2017 tarihinden, denetim süresi içinde işlendiği iddia edilen suç tarihi olan 27/06/2017 tarihine kadar 4 ay 3 gün süreyle zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede,
Zamanaşımını kesen son işlem olan 08/05/2009 tarihli mahkûmiyet hükmünden itibaren yeniden işlemeye başlayan 8 yıllık aslî zamanaşımının 08/05/2017 tarihinde dolduğu, ancak 4 ay 3 günlük duran sürenin bu tarihe eklenmesi gerektiği, bununla birlikte duran süre eklendiği halde dahi bozma sonrası mahkûmiyet kararının verildiği 18/12/2018 tarihine kadar aslî zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, davanın düşmesine karar verilmesi gerekirken sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırı olup, (1) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
Kabule göre ileri sürülen, “denetim süresi içinde işlendiği iddia edilen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu nedeniyle hükmün açıklanmasına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğuna ilişkin” (2) numaralı kanun yararına bozma talebinin incelenmesinde ise, sanık hakkındaki 30/12/2016 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar CMK’nın 231. maddesi uyarınca genel hükümlere göre verilmiş olup 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191. maddesi kapsamında verilmiş bir karar olmadığından, denetim süresi içinde işlendiği iddia edilen kasıtlı suç nedeniyle hükmün açıklanması yasaya uygun olup, bu yöndeki talep yerinde görülmemiş ise de, (1) numaralı bozma nedenine göre sanık hakkındaki davanın düşürülmesi gerektiğinden (2) numaralı talep hakkında karar verilmesinde hukukî yarar görülmemiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlerle, sanığın mahkûmiyetine ilişkin Karşıyaka 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/12/2018 tarihli ve 2018/720 esas, 2018/928 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak, kamu davasının DÜŞMESİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 10.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.