7. Hukuk Dairesi 2012/7902 E. , 2014/8915 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi : 04/06/2012
Numarası : 2010/248-2012/183
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı T.. B.. ve davacı tarafından katılma yolu ile istenilmiş olup, temyiz istemlerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Asıl ve birleşen dava haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat alacağının tahsili istemine ilişkindir.
1-İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, bu yolla saptanan dava niteliği ile dosya kapsamında toplanıp değerlendirilen delillere, delillerin takdir, tahlil ve tartışımına ilişkin hükümde gösterilen gerekçelere, temyiz eden davalı T.. B.. ile diğer davalı şirket arasında imzalanan sözleşmede iş sahibinin yükleniciye emir ve talimat verme yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış bulunmasına göre, davalı tarafın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı T.. B.."nın hükmedilen tazminat miktarına, davacı tarafın ise faizin niteliğine yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli olmadığı gibi, faizin niteliği yönünden varılan sonuç da davanın niteliğine ve tarafların sıfatına uygun düşmemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 08.12.2010 tarih, 2010/7-530 E, 2010/636 K.sayılı ilamında da vurgulandığı üzere hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir.
Somut olaya gelince, dosya içeriğinden tahsili istenilen bedelin bir bölümünün davacının kendi çalıştırdığı işçilere ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile araçların yakıt giderlerine, bir başka deyişle genel idare giderlerine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi raporunda az yukarıda açıklanan hukuksal olgular göz ardı edilerek, zarar kalemleri sıralanırken genel idare giderlerinden olan işçilik ve vasıta giderine de yer verilerek hesaplamaya dahil edilmiş, mahkemece de benimsenen bu rapor doğrultusunda karar verilmiştir. Davacı kurumun onarım giderleri belgelerinde belirtilen miktarlar doğru kabul edilerek, eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm verilemez.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutup çalıştırma veya harcama yapma söz konusu ise bunların kanıtlanması için davacı tarafın delilleri sorulup saptanmalı, bu konudaki gösterilecek deliller toplanmalı, özel olarak işçi tutup çalıştırıldığının ve harcama yapıldığının kanıtlanması halinde gerekirse bu yönden de zararın hesaplanması için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmalı, davacı tarafın isteyebileceği gerçek zarar miktarı duraksamasız belirlendikten sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek asıl ve birleşen dava yönünden sonucuna uygun bir hüküm verilmelidir.
Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, 3095 Sayılı Yasa’nın 2/3. maddesi uyarınca, gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında, haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacaklarda, istek halinde T.C.Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiği göz ardı edilerek hüküm yerinde yasal faize hükmedilmesi dahi isabetsiz, davacı ve az yukarıda ismi geçen davalı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin ödenen harçların istek halinde davalı T.. B..na ve davacıya iadesine, 25.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.