7. Hukuk Dairesi 2021/134 E. , 2021/1250 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.01.2016 gününde verilen dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; talebin kararın istinafı niteliğinde kabulü ile yargılamanın iadesi talebinin reddine dair verilen 02.02.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Dava, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine dair verilen hükmün yargılamanın iadesi yolu ile yenilenmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.01.2014 tarihli... Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazların satış suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verildiğini, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine hükmün 25.04.2014 tarihinde kesinleştiğini ancak ... Sulh Hukuk Mahkemesinin... Esas sayılı dosyası ile muris ...’nin mirasçılık belgesinin iptal edildiğini ve yeni mirasçılık belgesinde müvekkillerinin mirasçılık sıfatı bulunduğunu, sonuç olarak müvekkillerinin davada taraf kılınmadan davanın kabulüne karar verilerek dava konusu taşınmazların satıldığını belirterek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.
Davalılar vekili, talebin HMK’nın 376. maddesindeki yargılamanın yenilenmesi şartlarını taşımadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince esasa ilişkin kararın 23.01.2014 tarihli olması sebebiyle temyiz incelemesine tabi olduğu gerekçesiyle istinaf talebi reddedilmiştir.
Bu karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yargılamanın İadesi Sebepleri" başlıklı 375. maddesinde;
"(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.", hükmüne yer verilmiştir.
Somut olaya gelince; paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Ortaklığın giderilmesine karar verilen taşınmazlarda, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin... Esas sayılı dosyası ile mirasçılık sıfatı kazanan davacılara usulüne uygun husumet yöneltilmeden karar verilmiş olması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 375. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen yargılamanın iadesi sebeplerinden biri değildir. Ancak yargılamanın iadesi istenen ortaklığın giderilmesi davasında usulüne uygun taraf teşkili sağlanmamasına rağmen karar temyiz edilmediğinden kesinleştirilmiştir. Bu nedenle maddi hukuk yönünden kesinleşmiş bir karar bulunmadığından istemin yargılamanın iadesi olarak değil, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.01.2014 tarihli,... Karar sayılı ilamına yönelik temyiz istemi olarak kabulü ile 25.04.2014 tarihli kesinleştirme şerhi kaldırılarak işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Mahkemece ... Sulh Hukuk Mahkemesinin... Esas sayılı dosyası ile tespit edilen muris ...’nin mirasçılarına usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilerek ortaklığın giderilmesi davasında taraf olması sağlanmalı ve savunması alınıp delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde eksik taraf teşkili ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.01.2014 tarihli,... Karar sayılı hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 29.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.