17. Hukuk Dairesi 2016/15363 E. , 2019/6849 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı .... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 10.11.2013 tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın davacı yayaya çarpması neticesinde meydana gelen kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, davacının hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığınu ve bir dizi ameliyat geçirmek zorunda kaldığını, davacının 29 gün boyunca hastanede bakımının ağabeyleri tarafından akabinde 3 ay boyunca evde ise annesi tarafından gerçekleştirildiğini, davacının geçici ve kalıcı işgöremezlik zararı ile bakıcı gideri zararını talep ettiklerini beyanla şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminat ile 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davacının kazadan önce sağ kolunda fonksiyon kaybı olduğunu, bu sebeple meydana gelen kaza ile fonksiyon kaybı arızası arasında illiyet bağı bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, kazaya karışan aracın dava dışı Papill-On Tur Turizm Seyehat Acentesi ve Dış Ticaret Ltd. Şti."ye kiralandığını, kazanın dava dışı şirketin aracı dava dışı sürücü ... "na
kiralaması neticesi meydana geldiğini beyanla öncelikle husumet yönünden davanın reddini aksi halde davanın esastan reddi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; ıslah talebi de nazara alınarak davacının maddi tazminata ilişkin talebinin kabulü ile, 8.279,72 TL maddi tazminatın, davalılar ... ve T-Tav Tavukçuluk Pazarlama İnşaat Ticaret Limited Şirketi"nden kaza tarihi 10/11/2013 tarihinden; davalı ...Ş"den ise (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ) dava tarihi 15.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminata ilişkin talebin kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve T-Tav Tavukçuluk Pazarlama İnşaat Ticaret Limited Şirketi"nden kaza tarihi 10/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 20.000,00.-TL manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı "işletenin" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak,
ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, moturlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı .... vekili, kazaya karışan aracın 01.01.2013 tarihinde dava dışı Papill-On Tur Turizm Ltd. Şti."ye 2 yıl süre ile araç kiralama sözleşmesi örneğini sunduğu; mahkemece sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmediğinden her zaman düzenlenebilecek belge olduğundan bahisle davalının sorumluluğuna karar verilmiştir. Mahkemece davalı malik ile dava dışı şirket arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği araştırılıp davalı .... işletenlik
sıfatının devam edip etmediği tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davalının sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 818 sayılı BK"nun 47. maddesindeki (6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
4-Kabule göre de; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/4, maddesine gereğince manevi tazminat davasının maddi tazminat davası ile birlikte açılması halinde, manevi tazminat açısından avukatlık ücretinin ayrı bir kalem olarak hükmedileceği belirtilmesine karşın kabul edilen manevi tazminat üzerinden ayrı bir vekalet ücretine hükmedilmeyip maddi ve manevi tazminat toplamı üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı .... vekilinin, (3) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 680,34 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı .... ve davacıya geri verilmesine 28/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.