23. Hukuk Dairesi 2014/2985 E. , 2015/301 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkil şirket ile davalı arasında imzalanan 28.12.2011 tarihli hizmet alım sözleşmesi gereğince 01.01.2012–31.12.2012 tarihleri arasında 40 işçinin çalıştırıldığını, temin edilen personelin işin yürütümü esnasında yıllık izinlerini kullanmalarından dolayı müvekkili şirketin hak edişlerinden davalı şirket tarafından toplam 132 gün olarak kullanılan yıllık izin karşılığında 6.756,44 TL haksız şekilde kesinti yapıldığını, bahse konu olan hizmet alım sözleşmesinde temin edilen işçilerin kullanacağı yıllık izinlerin hak edişlerden kesinti konusu yapılacağına ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığını ileri sürerek, kesinti toplamı olan 6.756,44 TL"nin kesintinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kesintinin haklı ve yasal olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan 28.12.2011 tarihli hizmet alım sözleşmesinde işçilerin yıllık izine ayrılmaları halinde yüklenicinin sorumlu olup olamayacağı hususuna yönelik bir düzenleme yapılmadığı, Hizmet Alımı Genel Sözleşmesi"nin konu ile ilgili 6. maddesinde de alt işverene yıllık izin kullanan personelin yerine işçi temin etme yükümlülüğü yüklenmediği, işçilerin dinlenme hakkının anayasa ve kanunlarla güvence altına alındığı, yıllık ücretli iznin işveren için işçilik maliyeti oluşturmakta olup, ihaleye girilirken bu giderin hesaba katılmış olması gerektiği, hizmet alımlarına ait tip sözleşmelerde genelde sözleşme bedeline dahil olan giderler vergi, resim ve harç giderleri, işçilik ücreti, personele verilecek yemek, yol ve giyim bedeli olarak sayıldığı, tip sözleşmelerde işçi ücretinden değil işçilik ücretinden bahsedildiği, işçilik ücreti kavramı ise yıllık ücretli izin ücretini de içerdiği, davacı şirketin işçilerinin anayasa, yasa ve yönetmelikler ile belirlenen yıllık ücretli izin hakkını kullanması nedeniyle davacı şirket hak edişlerinden yapılan kesintinin hukuki bir dayanağı bulunmadığı, temerrüdün dava tarihi itibariyle gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile faizin niteliği yönünden taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek 6.756,44 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak davacı hak edişlerinden yıllık izin karşılığı kesilen miktarın istirdadı istemine ilişkindir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6 bendinde, "Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren,
alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverinin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur." hükmüne yer verilmiştir. Davalı asıl işverenin davacı yüklenicinin işçilerine karşı yıllık izin ücretinden sorumluluğu, anılan yasa maddesine göre işçilere karşı olan bir sorumluluk olup, davacı taşeron ile davalı asıl işveren arasındaki birbirlerine karşı olan sorumluluğu içermeyen anılan düzenlemenin dava konusu olaya uygulanması mümkün değildir. Bu durumda uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesinde işin tanımı yapılmış olup, "Sözleşme konusu iş; 40 kişi ile söz konusu hizmetin yapılması (Raylı Sistem Güzergahındaki Bina, Araç Yıkama ve İstasyonların Temizlenmesi İşi). İşin teknik özellikleri ve diğer ayrıntıları sözleşme ekinde yer alan ve ihale dokümanını oluşturan belgelerde düzenlenmiştir." düzenlemesine yer verilmiştir. Sözleşme bedeline dahil olan giderler başlıklı 7. maddesi ise; "Taahhüdün (ilave işler nedeniyle meydana gelebilecek artışlar dahil) yerine getirilmesine ilişkin başta sözleşme damga vergisi olmak üzere her türlü vergi (KDV hariç), resim ve harç gideri, Kamu İhale Kurumu payı, yüklenicinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştıracağı ihale konusu işe ilişkin personeline 4870 sayılı İş Kanunu"nun 47. maddesine göre hesaplanarak ödenecek ücret gideri, İdari Şartname"nin 25. maddesi gereğince verilecek yemek ve yol bedelleri ile aynı maddede belirtilen personel ücretleri, temizlik ekipmanları ve malzemeleri sözleşme bedeline dahildir. İlgili mevzuat uyarıca hesaplanacak Katma Değer Vergisi, sözleşme bedeline dahil olmayıp, idare tarafından yükleniciye ödenecektir." hükmünü içermektedir. Hizmet Alım Teknik Şartnamesi"nin yüklenicinin sorumlulukları başlıklı G maddesinin 8. bendi, "Yüklenici firma, personelin günlük dinlenmelerini, hafta tatillerini ve yıllık izinlerini iş kanununa uygun şekilde kullandıracak; bu kullanım esnasında, İdare"nin tespit ettiği emre amade fiili personel sayısının altına düşmeyecektir." hükmünü haizdir. İdari Şartname"nin 25. maddesi de taraflar arasındaki sözleşmenin bu hükümlerine parelel düzenlemeler içermektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da, taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesinin yıllık izin halinde davacının işçilere ödediği yıllık izin ücretini, davalı şirketin davacı yükleniciye ödeyeceğine ilişkin bir hükme rastlanmadığı görüşü bildirilmiştir.
Bu durumda mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme ve sözleşmenin ekini oluşturan şartnamelerde yıllık izin ücretinin ihale bedeli kapsamı dışında olduğuna dair, diğer bir deyişle yüklenicinin yıllık izin kullandırdığı işçileri yönünden de ihale konusu bedele hak kazanacağına dair bir düzenleme bulunmadığı, aksine, yüklenici firmanın, personelin günlük dinlenmelerini, hafta tatillerini ve yıllık izinlerini İş Kanunu"na uygun şekilde kullandıracağı; bu kullanım esnasında, davalı şirketin belirlediği ve davacının çalıştıracağını taahhüt ettiği fiili personel sayısının altına düşmeyeceği düzenlemesi karşısında, davacı yüklenicinin ihale konusu iş süresince işçilerine kullandırdığı toplam 132 gün yıllık izin için işçilere ödediği bedeli, davalı şirketten isteyemeyeceği, diğer anlatımla davalının yaptığı kesintinin iadesini isteme hakkının bulunmadığı, davalı tarafça yapılan hakediş kesintisinin haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işçi ile işveren arasındaki haklarla ilgili İş Kanunu"nun 53. maddesi gerekçe gösterilerek, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.