3. Hukuk Dairesi 2016/9422 E. , 2018/2272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, asıl davada; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi... ... Konutları B3 no"lu Blok ... no"lu bağımsız bölümü ( 29086 ada 1 parsel) satın aldığını, su aboneliği yapılması için ASKİ"ye başvurduğunda kendisinden 5.591,68-TL kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli istenildiğini ve bu bedeli ödediğini ileri sürerek; kanal katılım ve şebeke hissesi bedeli olarak ödemesi gereken bedel var ise, bunun tespiti ile, fazla tahsil edilen bedelin de ödeme tarihinden itibaren tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, asıl davaya verdiği cevap dilekçesinde; davacının satın aldığı meskenin olduğu yere kanalizasyon hizmeti getirdiğini, Belediye Gelirleri Kanunu 87 ve 88.maddeleri ve Aski Tarifeler Yönetmeliği’nin 39. maddesi gereğince davacının kanal katılım payı ödemesi gerektiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Davacı, birleşen davada ise; aynı yer B3 ... 87 no"lu bağımsız bölümü ( 29086 ada 1 parsel) satın aldığını,su aboneliği yapılması için ... başvurduğunda kendisinden 5.591,68 TL kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli istenildiğini ve bu bedeli ödediğini ileri sürerek; kanal katılım ve şebeke hissesi bedeli olarak ödemesi gereken bedel var ise, bunun tespiti ile ,fazla tahsil edilen bedelin de ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, birleşen davaya verdiği cevabında da, aynı nedenlerle davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;davanın kabulüne, kanal katılım ve şebeke hisse bedeli olarak davacının 5.497,40 TL"den sorumlu olduğunun tespiti ile, fazladan alınan 94.28 TL"nin dava tarihi itibariyle işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava;asıl ve birleşen davada istirdat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nun 166.maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür.
Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise,mahkemece asıl dava ile ilgili hüküm kurulduğu halde birleşen dava ile ilgili hüküm tesisi edilmediği anlaşılmaktadır.Bu husus usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince asıl ve birleşen davacı vekili yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince asıl ve birleşen davacı ve davalı yönünden de karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.