18. Hukuk Dairesi 2014/18162 E. , 2015/7285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli ... İlçesi ... Köyü 455 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca bilirkişi kurulları, arazi niteliğindeki taşınmazın, kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak, bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak değerini tespit etmelidir. Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarında; bilirkişi kurullarınca taşınmazın sulu veya kuru niteliğine göre münavebeye alınan ürünlerin dekar başına ortalama verimini, üretim giderlerini ve kg. başına ortalama satış fiyatlarını içeren veri cetvellerinin tarım müdürlüğünden getirtilip, değerlendirmenin bunlara uygun biçimde yapılması; iklim şartları, arazinin toprak ve topografik yapısı ve bölgesindeki konumu, (büyük yerleşim yerlerine uzaklığı vd.) dava konusu taşınmazın bulunduğu yerle benzer nitelikte olan ülkemizin değişik yörelerindeki arazilerinin değerlendirilmesinde, (değeri önemli şekilde etkileyen kanıtlanmış, farklı ve özel bir faktör bulunması hali hariç) sulu tarım arazilerinde kapitalizasyon faizi oranının % 5, kuru tarım arazilerinde ise %6 alınmak suretiyle bedelin tespiti öngörüldüğünden; taşınmaz, kuru tarım arazisi ise öncelikle bilirkişi tarafından münavebeye alınan ürünlerin kuru tarım arazilerinde ekilmesi mutad ürünler olup olmadığı, sulu ekilmesi mutad olan ürünlerin neler olduğu gıda tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden sorularak, bu ürünlere ait dekar başına ortalama verimi, kg başına satış fiyatı ve üretim giderleri getirtilerek, bu veriler esas alınmak suretiyle ve %6 kapital faiz oranı uygulanarak kamulaştırma bedelinin tespiti gerekirken, yetersiz araştırma, eksik inceleme ile düzenlenen ve %5 kapital faiz uygulayan rapora göre hüküm kurulması,
2-2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 15. maddesinin son fıkrasında; bilirkişilerce -aynı Yasanın 11. maddesinin (f) bendi hükmü gözetilerek- yapılacak değer tespitinde, idarece belgelerin mahkemeye verildiği günün (dava tarihinin) esas tutulacağı öngörüldüğünden, davanın açıldığı 2013 yılına ait verilerin esas alınarak kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi gerekirken, bilirkişi kurulunca henüz 2013 yılına ait verilerin oluşmadığı gerekçesi ile taşınmazın değerlendirilmesinde 2012 yılı verilerinin esas alınması suretiyle belirlenen m² değerine endeks uygulanarak 2013 yılı değerine ulaşılması,
Kabule göre;
3-Dava konusu taşınmazlar zeytin bahçesi olarak değerlendirilmiş ve zeytin ağaçlarından yıllık 1200 kg/da ürün alındığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ülkemizde zeytin üretiminin en çok yapıldığı Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde dekar başına zeytin veriminin genelde ortalama 400-550 kg civarında olduğu yıllardır Yargıtay’a gelen kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin dava dosyalarından bilinmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda zeytinde verimin 1200 kg üzerinden değerlendirme yapıldığı belirtilmiş ise de ülke genelinde geçerli olan ortalama miktarın dikkate alınması ve böylece en fazla 550 kg verim miktarına göre hesaplama yapılıp bedel tespit edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
4-Kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili davasının bu niteliğine göre vekille temsil edilen taraf vekilleri yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmemesi,
5-Mahkemece tespit edilen ve davalı adına yatırtılan kamulaştırma bedelinin hükümle birlikte davalıya ödenmesine karar verildiğine göre dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten işletilen faizin karar tarihine kadar olacağının hükümde gösterilmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 04.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.