14. Hukuk Dairesi 2016/19224 E. , 2018/5548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.06.2015 gününde verilen dilekçe ile tespit talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalı belediyeden satın aldığı ... ada ... parsel sayılı taşınmazın ... bölgesinde 775 sayılı Gecekondu Kanunu (Gecekondu Önleme Bölgesi) uygulaması olmadığı halde 775 sayılı Gecekondu Kanunu"nun 27. ve 34. maddelerine dayanılarak ... Belediye Encümeni"nin 02.03.1987 tarih ve 202 sayılı Kararı ile geri alındığını, tapu iptali ve tescil davasının reddedilerek kesinleştiğini, yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurabilmek için söz konusu belediye encümen kararının ve buna dayalı tapu işlemlerinin sahte karar ve işlemler olduğuna karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, kesin hüküm, zamanaşımı ve husumet itirazlarında bulunmuş, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın 775 sayılı Gecekondu Kanunu uygulaması olmadığı halde 775 sayılı Gecekondu Kanunu"nun 27. ve 34. Maddelerine dayanılarak, ... Belediye Encümeni"nin 02.03.1987 tarih ve 202 sayılı Kararı gereği ... Tapu Müdürlüğü"nün yaptığı tapu işlemleri ile davacı adına olan tapusunun iptal edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... pafta, ... ada, ... parselde kayıtlı taşınmazın 775 sayılı gecekondu uygulaması bölgesinde kaldığından söz edilerek davacı adına olan tapunun iptaline ilişkin ... Belediyesi Encümeninin 02/03/1987 tarih ve 202 sayılı Kararının ve bu karara dayalı olarak ... Tapu Müdürlüğünce gerçekleştirilen işlemlerin gerçeğe aykırı sahte karar ve işlemler olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Tespit davaları genel olarak bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır. Hukuki ilişkiden maksat, bir kimse ile diğer bir kimse veya eşya arasında mevcut olan ve somut bir olaydan doğan hukuki ilişkidir. Buna karşılık, bir hukuki ilişki niteliğinde olmayıp maddi vakıadan ibaret olan ilişkilerin tespiti için açılan tespit davası dinlenmez. Ayrıca tespit davasında hukuki ilişkinin hemen tespitinde hukuki yararın bulunması da lazımdır.
Nitekim bu husus, 6100 sayılı HMK"nın 106/2 maddesinde aynen "Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır" şeklinde ifade edilmiştir.
Her dava için dava şartı olan hukuki yararın, tespit davalarında da bulunması zorunludur. Hukuki ilişkinin mevcut olması tespit davası açmak için yeterli olmayıp, hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığının mahkemece tespitinde davacının hukuki yararı bulunmalıdır. Hukuki yarar, hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığının hemen tespitine ilişkin olmalıdır. Başka bir deyişle davacının hukuki korunma ihtiyacı güncel olmalıdır. Bu korunma ihtiyacı doğmadan (yani bu hukuki korunma ihtiyacının gelecekte duyulacağından bahisle) tespit davası açılamaz. Bir hukuki ilişkinin tespit edilmesinde hukuki yararın bulunması da şu üç şartın birlikte varlığına bağlıdır:
1-Davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı,
2-Bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı,
3-Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen (icraya konulamayan) tespit hükmü, bu tehlikeyi kaldırmaya elverişli olmalıdır.
Kural olarak da gelecekteki yararlara veya zararlara dayanılarak tespit davası açılamaz. Tespit davalarında hukuki ilişki ve hukuki yarar dava şartıdır. Hakim, bir tespit davasında bu iki şartın da var olup olmadığını yargılamanın her safhasında re"sen göz önünde bulundurmakla görevlidir. Açılan bir tespit davasında hukuki yarar yoksa dava esastan değil, dinlenemeyeceğinden (mesmu olmadığından) dolayı reddedilir. Tespit davasını dinlenemeyeceğinden dolayı reddine dair hüküm, dava konusu hakkında maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz. Aynı konuda açılacak ikinci bir dava, kesin hüküm sebebiyle reddedilmeyip, tespitte hukuki yarar görüldüğü takdirde dinlenip esastan karara bağlanır.
Bütün bu anlatılanlardan sonra somut olaya gelince; Davacı, reddedilen ve kesinleşen tapu iptali ve tescil davasında yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurabilmek için davalıların yaptığı işlemlerin sahte ve hatalı olduğunun tesbitini istemiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi eda davası açılacak yerde tespit davası açılamayacağından davanın bu nedenle reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.