23. Hukuk Dairesi 2014/4436 E. , 2015/284 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kabulüne birleşen davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R
Davacı vekili 2007/107 Esas ve birleşen 2010/264 Esas sayılı davalarda, müvekkillerinin haberi olmadan ve ilgililere tebligat yapılamadan davalı kooperatifin genel kurulunun yapıldığını, genel kurulun hazirun ve tebellüğ listesindeki pek çok imzanın sahte olduğunu ileri sürerek, 16.06.2006 tarihli genel kurulda alınan bütün kararların iptaline karar verilmesini, dava ve talep etmiştir.
Davalı kooperatif vekili; her iki davanın da reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl ve birleşen davaların davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacılar vekilinin kararı temyizi üzerine Dairemizce bozulduğu, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanan deliller, aldırılan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, 2007/107 Esas sayılı davada; davacıların kooperatife üye olmalarına rağmen 16.06.2006 tarihli genel kurula çağrılmadıkları ve iptali istenen kararın tebliğinden itibaren süresi içerisinde davanın açıldığı, 5 nolu kararda "...daha önce 775 sayılı yasa gereği ev ve arsa tahsisinden yararlanmış olanların üyelikten çıkarılmasına oybirliği ile karar verilmiştir" denilerek, kararda kimlerin kastedildiğinin açıklanmadığı, bu haliyle kararın 1163 sayılı yasanın 16. ve anasözleşmenin 14. maddelerinde açıklanan üyelikten çıkarma şekil ve koşullarına uygun bir karar olmadığı gerekçesiyle, 16.06.2006 tarihli genel kurulda alınan 5 nolu kararın ilgili kısmının iptaline, birleşen 2010/264 Esas sayılı davada ise; her iki davanın aynı olduğundan, 6100 sayılı HMK"nın 114/1-ı,115. maddeleri uyarınca derdestlik dava şartından dolayı reddine, karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Dava, genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava açarken 16.06.2006 tarihli genel kurulda alınan tüm kararların iptalini talep ettiği, 07.11.2013 tarihli celse de ise, “16.06.2006 tarihli genel kurulun 5. maddesinin müvekkilleri hakkında üyelikten çıkarılmaya ilişkin kısmı olan daha önce 775 sayılı yasa gereği ev ve arsa tahsisinden yararlanmış olanların üyelikten çıkarılmasına oy birliği ile karar verilmiştir şeklindeki kısmının iptalini istiyoruz, diğer maddeler yönünden iptal talebimiz yoktur,” şeklinde beyanda bulunarak talebini daralttığı, bu şekilde diğer genel kurulda alınan diğer kararların iptali isteminden zımnen feragat ettiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; mahkemece, asıl davanın (bozma öncesi 2007/107 Esas sayılı dosyası) kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi ile reddedilen kısım üzerinden davalı yararına hüküm tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca maktu ücreti vekalet takdiri gerekirken, bu hususun gözardı edilmesi doğru değil ise de, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının 1. bendindeki “... iptaline,” ibaresinden sonra “fazlaya ilişkin istemin reddine” ibaresi eklenmesine, 3. bendin “c” kısmından sonra “d-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya ödenmesine” ibaresi eklenerek düzeltilmesi suretiyle, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının 1. bendindeki “... iptaline,” ibaresinden sonra “fazlaya ilişkin istemin reddine” ibaresi eklenmesine, 3. bendin “c” kısmından sonra “d-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya ödenmesine” ibaresi eklenerek düzeltilmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.