7. Hukuk Dairesi 2013/20598 E. , 2014/8854 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Kadirli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 07/05/2013
Numarası : 2011/169-2013/269
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı işçi emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini 05.01.2011 tarihinde feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren, davacı hakkında görevi nedeniyle düzenlemesi gereken bordrolarda sahtecilik yaptığı iddiası müfettiş incelemesi yapıldığı, müfettişin raporundan sonra , disiplin kurulunun oluşturulduğunu ve davacının iş sözleşmesinin disiplin kurulu kararı ile 06.01.2011 günü İş Kanununun 25/2-e maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece davacı işçinin 05.01.2011 tarihinde emekliye ayrıldığı, disiplin kurulu kararıyla işten çıkarılmasının 06.01.2011 tarihinde gerçekleştiği, 1 gün sonra verilen ihraç kararının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle kıdem tazminatı isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği ve yine daha önce davacının emeklilik için vermiş olduğu dilekçenin sonuca etkili olup olmadığı hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fesih tarihinde yürürlükte olan 1475 sayılı İş Kanununun 17. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (d) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir.
Somut olayda, davacı işyerinde sosyal işler servis sorumlusu olarak çalıştığı esnada düzenlemesi gereken işçi bordroları üzerinde oynama yaparak Sosyal Güvenlik Kurumuna bazı işçiler hakkında fazla, bazıları hakkında ise eksik bildirim yapma iddiasıyla hakkında disiplin soruşturması açılmış ve disiplin kurulu kararıyla iş sözleşmesi 4857 sayılı Kanunun 25/2- e maddesine dayanılarak feshedilmiştir. Bu arada davacı hakkında resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan kamu davası açılmış ve Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/23 Esas ve 2012/292 Karar sayılı ilamı ile dolandırıcılık suçundan hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına, resmi evrakta sahtecilik suçundan ise 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a gönderilmiştir..
Davacı işçi hakkında açılan disiplin soruşturması sırasında 05.01.2011 tarihinde yaşlılık aylığı tahsisi için Sosyal Sigortalar Kurumuna başvurmuş ve kendisine emekli aylığı bağlanmıştır.
Somut olayda tartışılması gereken konu, işverenin haklı feshine konu olabilecek bir olayın ortaya çıkmasının ardından işçinin emeklilik için başvurmasının işverenin haklı fesih imkanını ortadan aldırıp kaldırmayacağı hususudur.
Fesih tarihinde işyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesine davalı işveren olayı disiplin kuruluna aktarmış ve disiplin kurulu 06.01.2011 tarihinde ihraç cezası vermiştir. Karar 07.01.2011 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş, davacı işçi üst disiplin kuruluna başvurarak yeniden incelme talep etmiş, ancak üst disiplin kurulu, 10.01.2011 tarihinde talebi reddederek ihraç kararını onaylamıştır.
Davacı işçi işyerinde meydana gelen sözü edilen olay sebebiyle 05.01.2011 tarihinde emeklilik dilekçesini vermiştir. Burada asıl amaç, işverenin disiplin soruşturması ve sonra haklı feshini etkisiz kılmaktadır. Emeklilik hakkını kazanan işçinin bu hakkını kullanmasında da Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kurallarına uygun davranması gerekir. Somut olayda yasal emeklilik hakkı kötü niyetli olarak işletilmiştir. Aksinin kabulü halinde işyerinde emeklilik hakkını kazanan bir işçinin işverene ve işyerine yönelebilecek her türlü eylemi yaptırımsız kalabilecektir. Gerçekten, işverenin haklı fesih nedenleri ortaya çıktığında işçi derhal bir emeklilik dilekçesi vererek, işverenin haklı fesih imkanını bertaraf edebilir ki, bunun, yasalar karşısında korunmaması gerektiği açıktır.
Davacı işçi de emeklilik sebebiyle feshe dair dilekçe vermesinin ardından tebliğ aldığı disiplin kurulu kararına itiraz etmiş ve üst disiplin kurulu tarafından yeniden incelenmesini istemiştir. Davacı dahi emeklilik suretiyle gerçekleşen bir fesih olmadığı inancında olmalı ki, daha sonra tebliğ aldığı ihraç kararına karşı itirazda bulunmuştur.
Bu durumda davacının emeklilik sebebiyle feshine değer verilmemeli, işverenin haklı fesih açısından gerekli araştırma ve inceleme yapılmalıdır. Davacı hakkında açılan ceza davasının sonucu araştırılmalı, sözü edilen dosya ve temyize konu davada yapılan yargılama sonucuna göre işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 24/4/2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.