9. Hukuk Dairesi 2015/11119 E. , 2017/2272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21/02/2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin, 25.08.2008-27.09.2010 tarihleri arasında davalı şirket ve şirketin bağlı olduğu gruba ait ..."daki işyerinde dozer operatörü olarak çalışırken iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini, son ücretinin net 1.800,00 $ olduğunu, günlük çalışmasının 08:00-20:00 saatleri arasında olduğunu ve haftanın 7 günü çalıştığını, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek; kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının müvekkili şirkette çalışmadığını, davalı şirketin ..."da yol ihalesi almadığını, pasaport belgesinde görülen ... adlı şirketle müvekkili şirketin herhangi bir organik bağı olmadığını, davacının yaş durumuna bakıldığında da emeklilik yaşında olabilecek şahsın kendi imkanlarıyla ya da arkadaşlarının vasıtasıyla iş bularak ..."da çalışmış olabileceğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davacının, davalıya ait yurt dışındaki işyerinde çalıştığı anlaşılmaktadır.
Yurda giriş ve çıkış kayıtları getirtilmeksizin ve fiili çalışma süreleri belirlenmeksizin, fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretlerinin hüküm altına alınması hatalıdır.
Mahkemece, yurda giriş ve çıkış kayıtları getirtilmeli, davacının yurt dışında bulunduğu süre zarfında fazla çalışma yaptığı, genel tatil ve hafta tatilllerinde çalıştığı dikkate alınarak bu alacaklar hüküm altına alınmalıdır.
Eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3- Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7 nci maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447 inci maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir.
Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def"i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde 319 uncu madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı definin iler sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı vekilinin 16.06.2013 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesi verdiği ve bu dilekçenin 15.07.2014 tarihinde davalı vekili sıfatı ile Av. ..."a tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Ancak, Av. ... 23.05.2014 havale tarihli dilekçesinde davalı Şirket vekilliğinden çekildiğini belirtmiş olup, vekillikten çekilme dilekçesi de 05.06.2014 tarihinde davalı Şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Dolayısı ile ıslah dilekçesinin Av. ..."a tebliğ edildiği tarihte adı geçen avukatın davalı şirketin vekili olmadığı ortadadır.
Davalı Şirket tarafından vekil olarak tayin edildiğine dair 18.09.2013 havale tarihli vekaletnamesi bulunan Av. ... tarafından, 05.09.2014 tarihli dilekçe ile ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunulmuştur.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanadığı üzere, yetkisiz vekile yapılan tebligatın geçerli olmadığı, dolayısı ile yetkili vekil tarafından usulüne uygun olarak ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunulduğunun dikkate alınmaması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılan sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.480.00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.