11. Hukuk Dairesi 2016/11689 E. , 2018/5185 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen .../04/2015 tarih ve 2015/86-2015/216 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 11.09.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl ve birleşen davalarda, davalı şirketin nakliye alacağından dolayı haklarında icra takibi yaptığını, takibin belgeye dayandırılmadığını, şirketin sahibinin kooperatifin eski başkanı olduğunu, hakkında usulsüz işlemlerden dolayı ceza davası açıldığını, davalıya borçları bulunmadığını ileri sürerek, icra dosyalarından dolayı borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada her ne kadar bilirkişi raporunda, davalının davacıya fatura karşılığında taşıma işi yaptığı, buna ilişkin kestiği faturaları deftere işlediği bilirkişi tarafından tespit edilmiş ise de, davalının ticari defterlerinin kapanış tasdikinin olmaması nedeniyle, kendi lehine delil olamayacağı, davacı koopreatifin defterlerinin davalı tarafından tutulduğu, kooperatifin amacının taşıma işi olması karşısında, mevcut üyelerin araçlarından yararlanmak yerine, davalı şirketin araçlarından yararlanılmasının, kooperatifi ile davalının Ticaret Kanunu açısından işlem yapmasının hukuka aykırı olduğu, birleşen dava yönünden ise, bankadan çekilen kredilerin davacı kooperatife borç olarak verildiği banka kayıtlarından anlaşıldığı bildirilmiş ise de, banka kayıtlarının incelenmesinde davacı kooperatife gönderilen paranın ne için gönderildiğinin açıklanmadığı, bu durumda, bankadan gönderilen paranın bir borcun tasfiyesine ilişkin olduğu karinesi ve ispat yükünün davalı üzerinde olması karşısında, davalının paranın ne amaçla gönderildiğini yazılı delille ispat edemediği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulüne, icra takibinin haksız ve kötüniyetli olarak başlatıldığı anlaşılamadığından tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ile katılma yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Asıl ve birleşen dava, davalı tarafından alacaklı olduğu iddiası ile başlatılan icra takipleri nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda da özetlendiği şekilde, asıl davanın, bilirkişi raporunda bankadan çekilen kredilerin davacıya borç olarak verildiğinin banka kayıtlarından anlaşıldığı belirtilmesine rağmen işbu kayıtlarda davacıya gönderilen paranın ne için gönderildiğinin açıklanmadığı, bu durumda gönderilen paranın bir borcun tasfiyesine ilişkin olduğu karinesi uyarınca ispat yükü üzerinde olan davalının paranın ne amaçla gönderildiğini ispatlayamadığı, birleşen davanın da, davalının davacıya fatura karşılığı taşıma işi yaptığı, buna ilişkin kestiği faturaları defterine işlediği tespit edilmiş ise de, davalının ticari defterlerinin kapanış tasdikinin olmaması nedeniyle kendisi lehine delil olmayacağı, davacının defterlerinin de davalı tarafından tutulduğu gerekçesiyle, kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, davacı tarafça davalı şirketin yönetim kurulu üyesi ve ortağı olan ..."ün dava konusu işlemlerin yapıldığı dönemde aynı zamanda davacı kooperatifin de yönetim kurulu başkanı olduğu, davacı kooperatif yönetim kurulu üyeleri hakkında örgüt kurma, zimmet, görevi kötüye kullanmak vb. isnatlarla suç duyurusunda bulunulduğunun bildirildiği ve yargılamanın da ... .... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/151 Esas sayılı dosyasında devam ettiğinin anlaşılması karşısında, anılan ceza dosyası da getirtilerek, kooperatif kayıtları üzerinde inceleme yaptırılıp, asıl dava yönünden uyuşmazlık konusu paranın verildiği iddia edilen tarih ve öncesinde davacı kooperatifin mali yapısı incelenerek borçlanmaya gereksinimi bulunup bulunmadığı, genel kurulda bu hususun görüşülüp görüşülmediği, ne amaçla ve ne kadar borçlanıldığı, alındığı iddia edilen borç ile yapılan ödemelerin ne şekilde muhasebeleştirildiği, borç alınması halinde ödeme yapılıp yapılmadığı, borç verildiği iddia edilen paranın kooperatif kasasına girip girmediği, kooperatif tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise ne şekilde kullanıldığı, ödeme ya da ödemelerin gerçek bir ödemeyi yansıtıp yansıtmadığı, birleşen dava yönünden de, takip konusu alacağa ilişkin olarak yapıldığı iddia edilen taşıma işlerinin kime ya da davacı kooperatifin hangi ilişkide olduğu kişiler yararına yapıldığı, gerçek bir taşıma işine ilişkin olup olmadığı ceza dosyasında belirlenecek maddi olgu ile de değerlendirilerek muvazaalı ya da görevin kötüye kullanılması niteliğinde olacak şekilde faturaların kooperatif defterlerine kaydedilip kaydedilmediği incelenerek, ceza dosyasında tespit edilen maddi olguların hukuk hakimini bağlayacağı da nazara alınarak bir değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bu nedenle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
...- Kabule göre de, mahkemece davacı kooperatife ait kayıtların davalı tarafça tutulması nedeniyle anılan kayıtlarda kötüniyetli olarak lehine alacak ihdas edildiği kabulünden yola çıkılarak hüküm tesis edilmesine rağmen icra takibinin haksız ve kötüniyetli olarak başlatıldığının anlaşılamadığından bahisle kötüniyet tazminatı talebinin reddi de doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 11/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.