16. Hukuk Dairesi 2015/11938 E. , 2018/374 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ... Köyleri çalışma alanında bulunan 101 ada 1124, 133 ada 26, 31, 134 ada 32, 37, 83 ve 84 parsel sayılı taşınmazlar miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit payla davalılar ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiş, 31.08.2007 tarihinde 133 ada 31, 134 ada 32, 37 ve 83 parsel sayılı taşınmazlarda ..., ..."a ait payları kayden satın alarak taşınmazların tamamına malik olmuştur. Davacı ... ve arkadaşları, miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece tarafların kök murisi ..."ın 1974 yılında vefat ettiği, davalıların murisi ..."ın ise kök muristen önce 1964 yılında vefat ettiği, yerel bilirkişi ve davalı tanıklarınca taşınmazların davalılara babaları ..."den kaldığının beyan edildiği, her ne kadar davacı tanıklarınca çekişmeli taşınmazların tarafların murisi ..."den geldiği belirtilmiş ise de babalarının ölümünden sonra da taşınmazları davalıların kullandığı, eğer kök muris ..."den intikal etmiş olsaydı taşınmazların 1964-1974 yılları arasında ... tarafından kullanılmasının gerekeceği, bu nedenle taşınmazların kök muris ..."den değil davalıların babası ..."den kaldığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı yan çekişmeli taşınmazların ortak muris ... "dan kaldığı iddiası ile dava açmış, davalı yan ise çekişmeli taşınmazların murisleri ... oğlu ..."den kendilerine kaldığını, zilyetliğin de her daim kendilerinde olduğunu, davacıların bir hakkının bulunmadığını bildirmiştir. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davalı tanıkları, taşınmazların davalılara babalarından kaldığını, babalarına ise kimden kaldığını bilmediklerini beyan etmiş olup, aynı keşifte dinlenen davacı tanıkları ... ile ... ise davacıların annelerinin teyzeleri, davalıların babalarının ise dayıları olduğunu, ... "ı sağlığında tanımadıklarını ancak taşınmazların davalıların babası ..."e, babası ..."den kaldığını ve her daim davalı ... tarafından kullanıldığını, davalıların babalarının vefat etmesi nedeniyle ihtiyaçlarını karşılamaları ve taşınmazların aile içinde kalıp hanenin yaşaması isteğiyle diğer mirasçılar tarafından davalıların kullanımına ses çıkarılmadığını, bunun bir bağışlama anlamında olmadığını
bildirmişlerdir. O halde, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; yerel bilirkişi ve davalı tanıklarınca çekişmeli taşınmazların davalıların babası ..."den öncesi bilinemese de, adı geçen davacı tanıklarınca çekişmeli taşınmazların kök muris ..."den geldiği beyan edildiğine ve taşınmazların ... tarafından sağlığında yapılan bağış, satış v.s yollarla veya tereke dışından üçüncü bir kişiden satın alma, bağış kabul etme v.s gibi yollarla davalılar murisi ..."e geçtiği davalılarca iddia ve ispat edilemediğine göre; çekişmeli taşınmazların kök muris ... Sargın terekesine ait olduğunun, terekeye ait mallarda mirasçılar arasında zamanaşımı yoluyla iktisap mümkün olamayacağından davalı yanın dava konusu taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin tereke adına olduğunun ve taşınmazlarda davacıların da miras payı bulunduğunun kabulü zorunludur. Hal böyle olunca, mahkemece, davacıların ... terekesindeki miras payları oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine,
30.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.