23. Hukuk Dairesi 2014/6892 E. , 2015/275 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekli Av. ... ile davacılar vekili Av. ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı yüklenici arasında düzenlenen 18.06.2004 günlü düzenleme şeklindeki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve ek sözleşme uyarınca müvekkillerine teslimi gereken altı bağımsız bölümün sözleşme tarihinden itibaren yirmi dört ayda teslimi gerekirken üç tanesinin Ekim 2008 de teslim edildiği halde diğerlerinin teslim edilmediğini, bağımsız bölüm ve ortak alanlarda eksik ve kusurlu iş bulunduğunu, ek sözleşme ile 100 m² altında daire verilmesi halinde eksik verilen her m² birimi için 5.000,00 TL cezai şart kararlaştırıldığını ileri sürerek, şimdilik 50.000,00 TL tazminatın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 06.05.2013 tarihli ıslahla 500,00 TL cezai şart, 2.260,00 TL eksik ve kusurlu işler giderilme bedeli, Ekim 2008 ayında teslim edilen 3 daire için 35.144,55 TL ile diğer 3 daire için 78.540,70 TL"nın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesinde varlığı iddia edilen ek sözleşmenin imzalanmadığını, sözleşme sonrası imar planı tadilatı nedeniyle yapı ruhsatı alınamadığını, imar işlemlerinin yapılmaya başlanmasından sonra yapı ruhsatının alınarak işe başlandığını ve binanın süresinde bitirilerek teslim edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; arsa sahiplerine ait bağımsız bölümlerin sözleşme tarihinden itibaren 24 ayda yapı kullanım izin belgesi alınarak teslimi gerektiği, imar işlemlerinin sözleşmeden 1 yıl 4 ay 2 gün sonra 20.10.2005 tarihinde durdurulduğu, davalının edimlerini yerine getirmede ağır davrandığı ve işin süresinde tamamlanmamasının kendi kusurundan kaynaklandığı, yapının sözleşme ve projesine aykırı olduğu mevcut şekli ile yapı kullanım izin belgesi verilemeyeceği, bağımsız bölümler ile ortak alanlarda eksik işler bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 2.260,00 TL eksik işler giderim bedeli ile 114.185,25 TL gecikme tazminatı olmak üzere toplam 116.445,25 TL" nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, cezai şart isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Taraflar arasında düzenlenen 18.06.2004 günlü düzenleme şeklindeki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, davalı yüklenici, sözleşme tarihinden itibaren 24 ayda arsa sahiplerine ait bağımsız bölümleri sözleşme, yapı ruhsatı ve eklerine göre teslimini yüklenmiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemelerinde, yapının imar ve yapı ruhsatına aykırı kaçak şekilde inşaa edildiği ve yapı kullanım izin belgesi alınamayacağı belirtilmiş, ancak yapıdaki imara aykırılıkların giderilip giderilmeyeceği üzerinde durulmamıştır. 3194 sayılı İmar Kanunu hükümleri kamu düzenine ilişkin olup, aksine yapılan iş ve eylemlerden bazıları da suç teşkil etmektedir. Anılan yasaya aykırı şekilde yapılan imalatın ekonomik değeri bulunmamaktadır. Buna rağmen, suç teşkil edecek bir yapıya meşruiyet kazandıracak şekilde eksik ve kusurlu işler giderim bedelin tahsiline karar verilmesi yasaya aykırıdır. Ne var ki, alınan bilirkişi raporlarında inşaatın yasal hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı hususu üzerinde durulmamış, bu konuda bir değerlendirme ve inceleme yapılmamıştır.
Bu durumda, mahkemece yapılması gereken iş; ilgili belediye başkanlığından yapının yasal hale getirilip gerilmeyeceği sorulup, yasal hale getirilmesinin mümkün olması halinde eksik ve kusurlu işler giderim bedeline hükmedilmesi aksi halde anılan istem kalemi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinden durulmadan eksik ve kusurlu işler giderim bedelinin de hüküm altına alınması doğru olmamıştır.
Diğer yandan, davacılar vekili ıslah edilmiş şekliyle 500 TL cezai şart alacağı, 2.260,00 TL eksik ve kusurlu işler giderim bedeli ile ile 113.685,25 TL gecikme tazminatı olmak üzere toplam 116.445,25 TL"nin tahsilini istemiştir. Mahkemece, cezai şart alacağının reddine, diğer alacak kalemleri yönünden ise davanın kabulüne karar verilmesine rağmen, hüküm fıkrasında davanın ıslah edilmiş şekli olan 116.425,25 TL"sına hükmedilmiştir. Bu şekilde gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki oluşturulması ve infazı kabil bir hüküm kurulmaması da yerinde görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.