11. Hukuk Dairesi 2018/3113 E. , 2018/5179 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bergama 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30.06.2015 tarih ve 2015/101-2015/354 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan ....07.2006, 09.11.2007, ....06.2010, 18...2011, 03.08.2011, 06.04.2011, ......2012 tarihlerinde krediler kullandığını, davalı tarafından bu kredilerden kredi tahsis komisyonu adı altında haksız kesintiler yapıldığını, kesintilerin toplam 4.780,00 TL olduğunu ileri sürerek 4.780,00 TL"nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında olan kredi sözleşmelerinde yetki şartı olduğunu, yetki şartına göre ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin tacir olduğunu, davacının da ticari kredi kullandığını, yapılan kesintilerin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde kredi tahsis ücreti dosya masrafı ve kredi komisyonu adı altında ücret alınacağına daîr açık bir hükmün bulunmadığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun ...-...-... maddeleri gereğince sözleşme taraflarının kararlaştırılacak miktarları ve oranlarının asgari ve azami hadlerinin açıkça belirlenmesi gerektiği, ancak iş bu davaya konu sözleşmelerde de bu hususların açıkça belirlenmediği ve matbu olarak tanzim edîldiği, davalı bankanın kredi kullanımı sırasında gereken zorunlu masrafların neler olduğu, nelerden ibaret olduğu ve masrafların hangi zorunlu nedenler ile alındığı yönünde mahkemeye haklılığını kanıtlayacak kesin ve inandırıcı delil sunmadığı, bu nedenle davacıdan alınan ücretlerin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 4.780,00 TL"nin tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının kullanmış olduğu ticari krediler nedeniyle çeşitli adlar altında yapılan kesintilerin istirdadı talebine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda belirtilen ve iadesine karar verilen dava konusu kesintilerin ve bağlı bulundukları sözleşmelerin bir kısmının 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlük dönemine ait olduğu de bir kısmının ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlük tarihinden sonra olduğu anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK"nın yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden önce akdedilmiş olan sözleşmeler yönünden, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun
Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 1. maddesinde düzenlenen ""Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir."" hükmü uyarınca; sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın ilgili hükümlerinin uygulanması gerekirken 6098 sayılı TBK"nın ..., .... ve .... maddeleri uyarınca değerlendirme yapılarak kesintilerin haksız olduğundan bahisle hüküm tesisi cihetine gidilmesi isabetli değildir. Bu bakımdan, mahkemece 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde akdedilen kredi sözleşmeleri yönünden, bu kredi sözleşmeleri ve kredi sözleşmelerinin eki olan geri ödeme planlarında komisyon alınmasına dair hüküm bulunup bulunmadığı, var ise miktar ya da oran belirtilip belirtilmediği, miktar ya da oran belirtilmiş ise; anılan hükmün sözleşmenin tarafı olan davacıyı kural olarak bağlayıcı nitelikte olduğu, bununla birlikte 09...2006 tarihli Resmi Gazete’de ... Bankası tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında 2006/1 sayılı Tebliğ’in 6. maddesi gereğince yapılması gereken bir ilan ve yayım varsa bunun yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise, bankaların bu oranlar üzerinden masraf, komisyon vb. alabileceğinin kabulü ile hüküm kurulması, şayet gerekli ilan ve yayımlar yapılmamış ise yahut sözleşmede veya geri ödeme planında miktar ve oran belirtilmemiş ise emsal banka uygulamalarının araştırılması, alınan masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı, bankanın kesinti yapmakta haklı olup olmadığı, yapılan kesintilerin sebebi, kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekmektir. Nitekim dosya kapsamında bulunan 09.11.2007, ....06.2010, 18...2011, 03.08.2011, 06.04.2011, tarihli kredi sözleşmelerinin eki niteliğinde olan geri ödeme planları dosya kapsamında bulunmakta olup bu ödeme planlarında yer alan miktarların tahsil edilip edilmediği, fazlası tahsil edilmiş ise davacıya iadesine karar verilmesi gerekmektedir. Dava konusu olan ....07.2006 tarihli kredi sözleşmesi bakımından ise, geri ödeme planında herhangi bir miktar belirtilmemiş olup, dosya kapsamında kredi sözleşmesinin bir örneğine rastlanmamıştır. Bu durumda mahkemece, bu kredi sözleşmesinin bir örneğinin dosya kapsamına alınması ile yukarıda ifade edildiği üzere 2006/1 sayılı Tebliğ uyarınca işlem yapılıp yapılmadığı, yapılmamış ise emsal bankacılık uygulamaları uyarınca komisyon alınıp alınmadığı değerlendirilerek karar verilmesi gerekmektedir.
6098 sayılı TBK"nın yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden sonra akdedilmiş olan sözleşmeler yönünden ise 20. madde ve devamındaki genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına dair ilkeler doğrultusunda sözleşmenin ve sözleşmenin eki niteliğinde olan geri ödeme planı genel işlem koşulu denetimine tabi tutulması ve sözleşme hükmünün bu nitelikte olduğunun tespiti ile bu hükmün yazılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde oluşan boşluğun, yukarıda belirtilen 2006/1 sayılı Tebliğ uyarınca gerekli ilan ve yayımlar yapılıp yapılmadığının değerlendirilerek, yapılmamış ise emsal bankacılık uygulamaları nazara alınarak kesinti yapılıp yapılmadığı değerlendirilmeli ve bu değerlendirme sonucuna göre varsa fazla tahsilar davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulmasın karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.