20. Hukuk Dairesi 2016/1616 E. , 2018/6359 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede yapılan kadastro sırasında 75 adet muhtelif yüzölçümlerindeki taşınmazlar tapu kayıtları ve paylaşma ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tespit edilmiştir.
Davacılar ... ve arkadaşları vekili tarihinde bir kısım davalılar aleyhine, ..."dan kendilerine intikal etmesi gereken 24.03.1960 tarih 30 sıra nolu ve 13.01.1960 tarih 3 sıra nolu tapuların dilekçelerde belirtilen gerekçelerle davalılar adına yapılan intikallerin iptali, müvekkilleri adına tescili ve davalıların müdahalesinin önlenmesini isteyerek asliye hukuk mahkemesine iki ayrı dava açmış, yargılama sırasında ... köyünde kadastro çalışması yapılması nedeniyle mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyalar kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
... tapu miktar fazlasının adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.
Devredilen dava dosyaları birleştirilerek davaya 1989/406 Esas sayılı dosya üzerinden devam olunmuş, yapılan yargılama sonunda mahkemece Hazinenin bir kısım parsellere itirazları tapulama komisyonunca reddedilmesine karşın süresinde dava açmadığından bahisle davanın görev yönünden reddine, Hazinenin itirazı üzerine karar verilmeyen bir kısım parseller yönünden müdahalesinin kabulüne ancak istemin reddine, davacıların feragat nedeniyle davalarının reddine, çekişmeli taşınmazların tespit tutanağına yazıldığı şekilde davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş hüküm katılan ... vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 16.05.1994 gün 1993/3127 – 5314 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...Kanuna göre öncesi hukuk mahkemesinde davalı olan taşınmazların, tutanaklarının malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbitlerinin yapılması, malik hanelerinin mahkemece doldurulması gerekir. Öncesi davalı olan taşınmazların tutanaklarının malik hanelerinin tesbit sırasında doldurulmuş olması hukuken hiçbir sonuç doğurmaz. Hukuk mahkemesinde davalı olan taşınmazların, tesbitine yapılan itiraz doğrudan dava niteliği taşır. Bu itiraz hakkında kadastro komisyonunun karar verme yetkisi yoktur. Belirtilen parsellerin tespitine ... itiraz etmek suretiyle doğrudan davacı sıfatını almıştır. Komisyonun bu itirazı reddetmesi yasal olmadığı gibi mahkemenin Hazinenin talebini müdahale olarak kabul etmesi de doğru değildir. ... bu parseller hakkında usulüne uygun olarak itiraz edip dava açtığına göre delillerinin değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemenin bu parseller hakkındaki ... talebi yönünden görevsizlik kararı vermesi kanuna aykırıdır.
Hisarbirliğinin Darımazı mevkiindeki 150 numaralı parsel tapu kaydına dayanılarak Hamit oğlu Mehmet Murad adına tespit edilmiştir. ... veya bir başka şahıs tarafından tespite itiraz edilmediği gibi bu parsel hakkındaki davaya ... tarafından açılmış bir dava bulunmadığı halde, ... aleyhine kesin hüküm oluşturur şekilde karar verilmiş olması da doğru değildir. 2016/1616 - 2018/6359
Aynı birliğin 186 sayılı parseli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ... ... adına bu tespite ..., ..., ... ve ... tarafından itiraz edilmiştir. Taşınmazın öncesi hukuk mahkemesinde davalı olmadığına ve tesbit tarihine göre itirazlar hakkında kadastro komisyonunca bir karar verilmesi bu karar aleyhine dava açıldığı takdirde yargılama yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece parsel hakkında usulüne göre açılmış bir dava bulunmadığı takdirde işin esasına girilip yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Temyiz eden ..., davaya konu parsellere uygulanan tapu kayıtlarının gayrisabit hudutlu olup miktarı ile geçerli bulunduğu ve kayıt miktar fazlası üzerinde zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşmediğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece, tapu kayıtları getirtildiği halde, mahallinde yeterli şekilde uygulanıp kapsamı belirlenmemiş, tüm komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilmediği için uygulamada bu kaynaklardan yararlanılmamış, yerel bilirkişi ve tanıkların mücerret ve dayanaktan yoksun beyanlarına değer verilerek hüküm kurulmuştur. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanarak karar verilemez.
Doğru sonucu varılabilmesi için tesbite esas alınan tapu kayıtlarının revizyon gördüğü parselleri bir bütün olarak gösterir harita örneği ile bu parselleri kenardan çevreleyen tüm komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen yerel bilirkişilen huzuruyla keşif icra olunmalıdır. Taşınmazın başında icra olunacak keşif sırasında dayanılan tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleri birlikte okunup hudutları zeminde tek tek gösterilmeli, intikaller sırasında kaydın miktarında ve hudutlarında değişiklik yapılmışsa bunun nedeni üzerinde durulmalı, kayıtta yazılı olup, yerel bilirkişilerce gösterilmeyen hudutların tespiti için davalı tarafa tanık dinletme imkanı sağlanıp bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tesbit edilmelidir. Dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların niteliği, intikali, tasarrufu ve özellikle zilyetliğin hangi tarihte başladığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beraberince götürülecek teknik bilirkişiye kayıtların kapsamını gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.” denilmiştir.
...Kadastro Mahkemesince bozma kararına uyulduktan sonra taşınmazların bulunduğu yerin yeni kurulan ... ilçesi ...Hudutlarında kaldığından dosya yetkisizlik kararı ile ... Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece 28.02.2002 tarihli duruşmada birleşen dosyaların tefrikine karar verilmiş ve Temmuz 1941 tarih 1 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazlar yönünden temyize konu dosya üzerinden yargılamaya devam olunarak davacı gerçek kişilerin ve Hazinenin davasının reddine, dava konusu 176 ve 186 parsellerin ... ..., 173 parselin ... 147, 149, 150, 153, 154, 181, 183 parsellerin ... mirasçıları, 157 parselin ... mirasçıları, 180 parselin ... mirasçıları, 146, 164, 169 parsellerin ..., 148, 163, 166, 171 parsellerin ..., 151, 158, 161, 168, 185 parsellerin ..., 152, 162, 167, 172 parsellerin ..., 174 parselin ... ... 178 parselin ..., 165 parselin ... ..., 155 parselin ..., 156 parselin ..., 159, 160, 182 parselin ..., 170, 184 parsellerin ..., 176 parselin ... ..., 179 parselin ..., 175 parselin ..., 103 ve 187 parsellerin ... adına tespit gibi tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/01/2012 gün ve 2011/10963 E.- 2012/414 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyulduktan sonra davacı Hazinenin davasının reddine karar verilmiş ise de, bozma gerekleri yerine getirilmediği gibi yapılan araştırma da hüküm kurulmaya elverişli değildir. Şöyle ki; yukarıda özetlenen bozma kararında 150 sayılı parsele yönelik açılmış bir dava olmadığı halde ... aleyhine kesin hüküm oluşturacak şekilde karar verilmesinin yanlış olduğu ile 186 sayılı parselin öncesinin asliye hukuk mahkemesinde davalı olmadığı ve tespit tarihine göre bu taşınmaza ilişkin itirazlar hakkında Kadastro Komisyonunca bir karar verilmesi bu karar aleyhine dava açıldığı takdirde yargılama yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmesine rağmen mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra yeniden yapılan yargılama sonucunda 150 parsele ilişkin olarak ... 2016/1616 - 2018/6359 aleyhine kesin hüküm oluşturacak şekilde yeniden hüküm ihdas edildiği, yine 186 sayılı parsele ilişkin itirazın değerlendirilmesi için tutanak aslının kadastro komisyonuna gönderilmesi ve komisyon kararının ilanından sonra dava açılması halinde karar verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen mahkemece 186 sayılı parsele ilişkin tutanak kadastro mahkemesine gönderilmeden yeniden hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca 150 ve 186 sayılı parseller dışındaki dava konusu taşınmazların tutanaklarının asliye hukuk mahkemesinde davalı oldukları gerekçesiyle malik haneleri açık bırakılmak suretiyle kadastro mahkemesine devredildikleri anlaşılmakla 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince mahkemece gerçek hak sahibinin araştırılması gerekir. Bu bağlamda dava konusu taşınmazın ... sınırında bulunduğu anlaşılan İçerisi çayından sonra ... parseli bulunduğundan ... araştırması yapılması gerekirken mahkemece bu hususta inceleme yapılmadan hüküm kurulmuştur. Yetersiz araştırma ile hüküm kurulamaz. Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede daha önce ... kadastrosu yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır.
A) Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 4785 sayılı Kanun hükümleri gözönüne alınarak yapılan ve dava tarihinden önce kesinleşen ... kadastro çalışması varsa; Mahkemece ilgili ... işletme müdürlüğünden yapılan ... kadastro çalışmalarına ilişkin ... tahdit çalışma tutanakları, işe başlama, iş bitirme, askı ilan tutanakları ile renkli orijinalinden çıkartılmış onaylı ... tahdit haritaları getirtildikten sonra öncelikle kesinleşen ... tahdit harita ve tutanaklarının uygulanması gerektiğinden, halen ... ve ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek ... mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte tahdit uygulaması yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan ... sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet ... sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazların ... kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu belirlenmeli, ilk ... kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, yukarıda belirtilen usule uygun olarak yapılacak inceleme sonucunda çekişmeli taşınmazların kesinleşen ... sınırları içinde kaldığı saptandığında, çekişmeli taşınmazlara uygulanan tapu kayıtlarının hukuken geçerliliklerini yitirdikleri gözönüne alınarak karar verilmesi gerekmektedir.
B) Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 4785 sayılı Kanun hükümleri gözönüne alınarak yapılan ... kadastro çalışması varsa veya dava tarihinden önce kesinleşen ... kadastro çalışması yoksa; Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve ... Bakanlığı (... ve ......Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek ... mühendisleri arasından seçilecek bir ... mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmeli ve 150 parsele ilişkin açılmış bir davanın bulunmadığı ile 186 sayılı parsele ilişkin yapılan itirazların kadastro komisyonunca incelenmesinden sonra dava açılması halinde değerlendirileceği göz önünde bulundurulmalıdır." denilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece davacı gerçek kişilerin ve Hazinenin davasının reddine, ... köyü 150 parsel yönünden açılmış bir dava bulunmadığından ilgili parsel hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2016/1616 - 2018/6359 186 parsel yönünden yapılan itirazların değerlendirilmesi ve olağan yoldan kesinleştirme işlemleri için ilgili parsel kadastro tutanak aslının kadastro komisyonuna gönderilmesine,
146-164-169 parsellerin ...,
147-149-153-154-181-183 parsellerin ... mirasçıları,
148-163-166-171 parsellerin ...,
151-158-161-168-185 parsellerin ...,
152-162-167-172 parsellerin ...,
155 parselin ...,
156 parselin ...,
157 parselin ... mirasçıları,
159-160-182 parsellerin ...,
165 parselin ... ...,
170 ve 184 parsellerin ...,
173 parselin ...,
174 parselin ... ... adına,
175 parselin ...,
176 parselin ... ...,
177 parselin ... ...,
178 parselin ...,
179 parselin ...,
180 parselin ... mirasçıları,
103 ve 187 parsellerin ise ... adına tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 18.09.2006 tarihinde ilân edilerek eldeki dava sebebiyle kesinleşmeyen ... kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 15/10/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.