11. Hukuk Dairesi 2019/2103 E. , 2020/656 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 07/02/2019 tarih ve 2014/257-2019/129 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılardan ..."ın müvekkili şirkette ortaklığının devam ettiği sırada müvekkili ile yaptığı 10.04.2008 tarihli anlaşma uyarınca müvekkili şirketten 1.650.000,00 TL borç para aldığını, diğer davalının da bu anlaşmaya kefil olduğunu, davalıların müvekkili şirketten 23.06.2008 tarihinde ayrıldıklarını, davalı ..."ın anılan sözleşme uyarınca müvekkili lehine ipotek tesis etmediği gibi faiz mutabakatı da yapmadığını, bu suretle sözleşmenin ihlal edilmesi sonucu paranın tamamının derhal iade edilmesini talep haklarının doğduğunu, ihtarnamelere rağmen davalıların müvekkilin parasını iade etmediklerini ve haklarında başlatılan icra takibine karşı da haksız ve mesnetsiz olarak itiraz etmeleri sonucu takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkilleri ile davacı arasında hukuken geçerli bir sözleşmenin bulunmadığını, yabancı dilde yazılmış sözleşmenin hata ve hile ile imzalatıldığını, müvekkillerinin hisse devri nedeniyle davacıdan alacaklı olduklarını, davacının işbu dava ile talep ettiği tutarın gerçekte devir aldığı hisselere karşı yaptığı kısmi ödemeye ilişkin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, şirket kayıtlarına göre davacı tarafından davalı ...’a 1.649.999,63 verildiği, somut uyuşmazlıkta, çözümlenmesi gereken temel uyuşmazlığın verilen bu paranın hisse devir bedeline mahsuben yapılan bir ödeme mi yoksa davalı tarafa verilen borç olup olmadığı hususu olduğu, bu kapsamda yapılan araştırmada davalılar tarafından davacı aleyhine “şirket hisse devrinin iptali olmadığı takdirde hisse hisse bedellerinin ödenmesi” istemine ilişkin dava açıldığı, işbu davanın davalıları yönünden tahkim itirazının kabulü ile mahkemenin görevsizliğine karar verildiği ve anılan kararın onanarak kesinleştiği, anılan dava dosyası incelendiğinde uyuşmazlığın, işbu davanın davalıları uhdesinde kalması planlanan %49"luk hissenin rehin amaçlı olarak nakit temini için yabancı Klüh şirketine devri için şirket tarafından gösterilen kişilere devredildiğinin ve hisselerin devir amacının satış olmadığı beyan edilerek hisselerin kendi adlarına tescili olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin olduğu, bu durumda paranın hisse devir bedeline mahsuben verildiğinin kabulü mümkün olmayıp davalıların icra takibine yaptıkları itirazın kısmen iptali ile takibin ¨1.649.999,63 asıl alacak ve ¨97.910,83 işlemiş faiz olmak üzere toplam ¨1.747.910,46 üzerinden devamına, hüküm altına alınan alacak bilinebilir olduğundan % 40"ı oranında İİK.nın 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 89.549,79 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.