23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8792 Karar No: 2020/161 Karar Tarihi: 16.01.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8792 Esas 2020/161 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2016/8792 E. , 2020/161 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki kooperatif genel kurulun yenilenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, ... Yapı Kooperatifi ile müvekkili arasında devam eden tapu iptali ve tescil davasında müvekkiline sicilden terkin edilen kooperatifin ihyası davası açması için süre verildiğini ileri sürerek kooperatifin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamına göre, davaya konu edilen kooperatifin ticaret sicilinden TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin edildiği, adı geçen kooperatif aleyhine açılmış dava dosyası bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, kooperatifin ihyası istemine ilişkindir. Ticaret ortaklıklar gibi kooperatifin de tüzel kişiliği bulunmaktadır. Kooperatifin tüzel kişiliği, ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, kooperatifin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi, aynı zamanda Borçlar Hukuku"na ilişkin bir hukuki işlem olup, bu karar ve işlemin hataya dayanması karşısında gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hataya veya kasta dayalı, şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasının gerek o işlemi gerçekleştirenlerce, gerekse bundan zarar görenlerce istenebilmesi Borçlar Hukuku"nun temel kurallarından biridir. Ayrıca tüzel kişiliğin ihyasını talep edenin bu talepte hukuki yararının bulunduğunu yaklaşık olarak ispat etmesi de gerekir. Bu tür davalarda husumet, tasfiye işlerini eksik bırakarak, tasfiyeyi sona erdiren ve 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 82. ve ana sözleşmenin 87/12. maddesi uyarınca sicilden terkin talebi ile yükümlü olan en son görevdeki tasfiye kurulu üyelerine ve tüzel kişiliğin 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 7. maddesi uyarınca sicile tescili ile sonrasında tasfiyenin sona ermesi halinde tasfiye memurlarının talebi üzerine sicilden terkin işlemi yapmakla ve aynı Kanun"un 98. maddesi yollamasıyla 6102 Sayılı TTK"nın 547. maddesi uyarınca yeniden tescil kararı üzerine kooperatifin yeniden tescili ile görevli yasal hasım olan Ticaret Sicil Memurluğuna yöneltilmelidir. Somut olayda ticaret sicil memurluğu hasım gösterilerek dava açılmış olup, mahkemece, davacı tarafa kooperatif son tasfiye memurlarının davaya dahil edilmesi için süre verilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken son tasfiye memurları olmadan davaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Kabule göre de, ticaret sicil memurluğu tüzel kişiliğin ihyası davasında yasal hasım konumunda bulunmaktadır. Bu itibarla, davada ticaret sicil memurluğunun yasal hasmı olduğu gözetilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi