22. Hukuk Dairesi 2017/26441 E. , 2019/23648 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş akdinin asılsız suçlamayla davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Savunmasının Özeti:
Davalı vekili, davacının çalışma arkadaşı ve şirket yetkilisi arasında ilişki olduğuna dair asılsız beyanlarda bulunduğunu, şirket yetkilisinin davacıyı ve diğer çalışanları toplayarak yüzleştirmek istediğini ancak davacının bunu inkar edip işyerini terk ettiğini ve bir daha da gelmediğini, bu nedenle davacı hakkında devamsızlık tutanağı tutulup iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe :
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının fazla çalışma alacağına ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı davalıya ait işyerinde çalışırken fazla çalışma yaptığını iddia etmiş ve bu iddiasını tanık deliline dayandırmıştır. Mahkemece tanık beyanlarıyla günlük ve haftalık çalışma süresi tam olarak anlaşılamadığı gibi, beyanlarına başvurulan tanıkların birinin davacı ile kısa bir süre birlikte çalıştığı, diğerinin davacı işten ayrılmadan 5 yıl önce işten ayrıldığı ve davalı vekilinin zamanaşımı itirazı gereğince dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık fazla mesai ücretlerinin hesabı gerektiğinden, davacı fazla mesai yaptığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle fazla çalışma alacağının reddine karar verilmişse de Mahkemenin bu kararı hatalıdır. Şöyle ki, davacı tanıklarından ... 2014 yılında 3 ay davacıyla birlikte çalıştığını beyan etmiş olup fazla çalışmaya yönelik somut beyanlarda bulunmuştur. Buna göre davacıyla birlikte çalıştığı dönemle sınırlı olmak üzere, davacı tanığı ...’nin beyanlarına göre fazla çalışma alacağının hesaplanarak hüküm kurulması gerekirken hatalı değerlendirme fazla çalışmanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.