10. Ceza Dairesi 2017/2587 E. , 2019/3618 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hükümler : a) Sanık ... yönünden: Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
b) Sanık ... yönünden: Denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Sanık ... hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlamak amacıyla, Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü tarafından, usulüne uygun şekilde tebliğ edilen uyarılı davetiyeye rağmen; sanık, başvuruda bulunmadığı ve infaza hiç başlamadığı için, tebliğnamede bahsedilen ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının kesinleşmesini müteakip infaz edilememe işlemlerinin tamamlanmasından sonra 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK"nın 191/4 (a) maddesindeki "ısrar" koşulunun olayda uygulama yeri bulunmadığı, sonradan yürürlüğe giren bu kuralın infaza başlandıktan sonraki dönemle ilgili olduğu ve 26.06.2014 tarihinden sonra başlanacak infaz işlemlerinde uygulanabileceği, ayrıca infaz usulündeki değişikliklerin geriye doğru yürütülemeyeceği,
6545 sayılı Kanunla TCK"nın 191. maddesinde yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiği, 28.06.2014 tarihinden sonra yapılan infaz işlemlerinde, ilk uyarılı başvuru davetiyesinin tebliği üzerine, müracaatta bulunmayanlar için ikinci kez uyarılı başvuru davetiyesi gönderilebileceği,
28.06.2014 tarihinden önce ise, ne ilgili yönetmeliklerde, ne de TCK"nın 191. maddesinde ilk uyarılı başvuru davetiyesini aldıktan sonra 10 gün içerisinde kuruma başvurmayanların ikinci kez davetiye gönderilerek uyarılacaklarına dair bir hüküm bulunmadığı,
Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infaz işlemleri, infazın yapıldığı tarihteki kurallara göre yapılacağından, sanık ..."nın 10 gün içerisinde infaz için başvuruda bulunmaması nedeniyle yapılan kaydının kapatılması işleminin, tebligatın yapıldığı 11/10/2013 tarihinde uygulanan ve 03/07/2005 tarihli ve 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanununun 15/A ve 27. maddeleri, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A maddesi ile 03/07/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 47. maddesine dayanılarak hazırlanıp 05.03.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 39, 40 ve 72. maddelerine uygun olduğu,
Sanık ..."in ise çağrı yazısını alarak denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladıktan sonra tedbire uymaması üzerine uyarıldığı, uyarıya rağmen tedbirin gereklerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla, 6545 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce sanık ... yönünden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin, sanık ... yönünden ise denetimli serbestlik tedbirinin infaz edilememesiyle ilgili işlemlerin usulüne uygun şekilde tamamlandığı dikkate alınarak, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanıklar hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan sanık ... yönünden tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri, sanık ... yönünden denetimli serbestlik tedbiri uygulandıktan sonra, yükümlülüklerini ihlal eden sanıklar hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olması, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olduğundan, bu husus dikkate alınarak yapılan incelemede;
24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı gözetilerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların, doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 30/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.