13. Hukuk Dairesi 2015/33599 E. , 2017/11296 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı bankadan 02.05.2014 tarihinde 19.500,00-TL tutarında kredi kullandığını, krediyi kullandığı süre içerisinde maaşının halen çalışmakta olduğu Toprak Mahsulleri Ofisi Kırıkkale Şube Müdürlüğü"nün anlaşmalı olduğu Halk Bankası"na yatırıldığını, bu süreçten itibaren ekonomik darboğaz içerisine girerek diğer bankalardan kullandığı krediler ile beraber davalı bankadan kullandığı kredileri ödeyemediğini, 01.01.2015 tarihinden itibaren kurumunun personel maaşlarının ödenmesi konusunda Ziraat Bankası A.Ş. ile anlaştığını, 15.01.2015 tarihinde maaşını çekmeye gittiğinde maaşı üzerinde 1.553,39-TL bloke olduğunu gördüğünü, bu durumun yasal olmadığını, bankanın bu tutarı maaşına bloke koyarak değil icra daireleri aracılığı ile alabileceğini sözlü olarak belirtmesine rağmen ilgili banka personelinin uyarılarını dikkate almadığını, kesintileri gerçekleştirdiğini, 15.02.2015 tarihinde de şubat ayı maaşına 1.415,27-TL bloke uygulandığını, davalı bankanın yaptığı uygulamalar sonrasında bireysel olarak borçlu olduğu kişilere borçlarını ödeyememesi sebebiyle yaşadığı güven ve itibar kaybı, faturalarını ödeyememesinden ve insan onuruna yakışır bir şekilde hayatını idame edecek tutarın kalmamasından ötürü kişilik haklarının açıkça zedelendiğini belirterek, davanın açıldığı tarih itibari ile davalı bankanın onayı dışında maaşından kestiği 2.968,66-TL"nin yasal faizi ile birlikte iadesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davacının maaş hesabından davalı tarafça bloke konulmak suretiyle yapılan kesinti toplamı olan 2.968,66-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı bankadan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı bankadan aldığı maaşına, kullandığı kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle bloke konulmak suretiyle yapılan kesintilerin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı banka ise kredi sözleşmesi imzalanırken davacının çekmiş olduğu kredi nedeniyle kesinti yapılabileceğine ilişkin muvafakat verdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece taraflar arasında imzalanan bireysel kredi sözleşmesinin 6. maddesindeki hesaptan tahsilat yetkisi ve 11. maddesindeki rehin, takas, mahsup ve hapis hakkına ilişkin düzenlemelerin 6502 sayılı kanunun 5. maddesi gereğince haksız şart olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan bireysel kredi sözleşmesi ile davacının davalı bankadan kullandığı kredinin teminatı olarak sözleşmenin 11. maddesi ile banka nezdinde bulunan tüm alacakları, mevduat ve bloke hesapları üzerinde rehin, hapis, mahsup ve takas etme yetkisini davalı bankaya verdiği açıktır. Banka bu yetkiyi davacının borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödemediği takdirde kullanacaktır. Davacının bankadan aldığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesi gerekir. Ödememesi halinde kredi borcunun teminatı olarak bankaya sözleşmenin 11. maddesi gereğince yetki vermesinin haksız şart olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Zira davacı sözleşmenin her sayfasını ayrı ayrı imzalamış olup serbest iradesi ile sözleşme şartlarına uygun olarak kredi borcu taksitlerinin bankadan aldığı maaştan ödenmesi için otomatik ödeme talimatı verdiğine göre artık sözleşmenin söz konusu hükmünün müzakere edilerek kararlaştırılmadığı söylenemez. Aksinin kabulü halinde; kredi isteyen kişinin mali durumu ve maaş gelirine göre borcunun ödenebileceği güvencesiyle kredi veren bankanın alacağının imkansızlaşması, kötüniyetli bir kredi borçlusunun borcunu hiç ödememesi gibi bir sonuç doğacaktır. Ayrıca davacının 06.05.2014 tarihinde davalı bankaya bu tarihli kredinin maaş hesabından tarafına ihbarda bulunulmaksızın virman yapılarak tahsil edilmesine yönelik imzalı talimatının bulunduğu görülmektedir. Davacının virman talimatı da verip kesinti yapıldıktan sonra ödenen kredi bedellerinin iadesini doğuracak şekilde bir hakkın kullanılması iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz (TMK m.2). Toplanan deliller itibariyle verilen karar hatalıdır. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davalı bankadan kredi alabilmek için davacının serbest iradesi ile kabul edip onayladığı söz konusu sözleşme hükmünün haksız şart olarak nitelendirilip yanlış değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.