Hukuk Genel Kurulu 2015/1517 E. , 2015/2717 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri 2. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.11.2012 gün ve 2012/518 E., 2012/810 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 12.02.2013 gün ve 2012/39239 E., 2013/5242 K. sayılı ilamı ile;
(...1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemece hüküm altına alınan ücret ve ikramiye farkı istekleri yönünden hakkın doğum tarihinden itibaren faize karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili faiz yönünden de temyiz etmiştir.
Dosya içinde yer alan XX. dönem ve XXI. dönem toplu iş sözleşmelerinde ücret ödenmesi için açık bir tarih öngörülmemiş, 36. maddede sadece önceki sözleşmelerle öngörüldüğü ve mutad olan usullere göre ödeme yapılacağı belirtilmiştir. Dosya içinde önceki toplu iş sözleşmeleri bulunmamaktadır.
Mahkemece işyerinde uygulanmış olan tüm toplu iş sözleşmeleri getirtilmeli, davaya konu isteklerle ilgili açık bir ödeme tarihi kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı belirlenmelidir. Açık ödeme tarihinin toplu iş sözleşmelerinde kararlaştırıldığı belirlendiği taktirde, hesaplamaya konu toplu iş sözleşmelerinde önceki sözleşmelere atıflar yapılmış olmakla daha önce saptanan ödeme tarihlerinin istek konusu dönemde de geçerli olduğu kabul edilmelidir. Ancak bu taktirde hükmün infazında tereddüt olmaması için gerekirse bilirkişiden ek hesap raporu alınmalı ve her bir alacak kaleminin ödenmesi gereken tarih belirlenmek suretiyle mahkeme ilamında açıkça ödenmesi gereken tarihler gösterilerek karar verilmelidir.
İşyerinde uygulanmış olan XX. dönem öncesi toplu iş sözleşmelerinde de açık bir ödeme tarihi belirtilmemişse davaya konu istekler bakımından temyize konu ek dava tarihinden itibaren faize karar verilmelidir. Konuyla ilgili olarak eksik incelemeyle karar verilmesi hatalıdır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı aleyhine açtıkları işçilik alacağı davasında, Kayseri 2. iş mahkemesi tarafından verilen kabul kararının onanarak kesinleştiğini, söz konusu dava dosyası kapsamındaki bilirkişi raporu dikkate alınarak bakiye alacaklarının tahsili için bu davayı ek dava olarak açtıklarını belirterek fark ücret alacağı ile fark ikramiye alacağından oluşan işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili: davacı gibi benzer durumda olan işçilerin dava evvel açtığı ve Kayseri 3. İş Mahkemesinde görülen benzer nitelikteki davaların reddedildiğini ve halen Yargıtay incelemesinde ve kesinleşmemiş olduğunu keza Kayseri 1. İş Mahkemesinde de açılan davaların reddi ile sonuçlandığını ve halen kararların kesinleşmediğini dolayısı ile gerek 3. İş mahkemesinde gerekse 1. İş mahkemesinde açılan ve halen hukuken kesinleşmeyen kararlar sonucu devam eden hukuki sürecin beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulü, brüt fark ücret alacağı ve brüt fark ikramiye alacaklarının doğduğu tarihten itibaren işleyecek en yüksek banka işletme kredisi faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçelerle bozulmuş; yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Hükmü temyize, davalı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yerel mahkeme kararında dava konusu alacakların ödeme tarihinin açıkça gösterilip gösterilmediği ve hükmün infazında tereddüt bulunup bulunmadığı; varılacak sonuca göre, gerekirse bilirkişiden ek hesap raporu alınıp her bir alacak kaleminin ödenmesi gereken tarih belirlenerek mahkeme ilamında açıkça ödenmesi gereken tarihlerin gösterilmesine gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi ile mahkeme kararında nelerin bulunması gerektiği düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
Yine basit yargılama usulüne tabi yargılamalara ilişkin olarak 6100 sayılı ...nun “Hüküm” başlıklı 321. maddesinde aynen;
“Hüküm
Madde 321- (1) Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.
(2) Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.” hükmü düzenlenmiştir.
321. maddedeki “hükme ilişkin tüm hususlar” dan kastedilen ...nun 297. maddesindeki unsurlardır. Madde gerekçesinde tefhimin hüküm özetinin yazdırılması olduğu açıklanmıştır.
Bu nedenlerle basit yargılamada da tefhim edilecek hüküm ...nun 297/2. maddesindeki unsurları taşımakla birlikte ...nun 321. maddesi uyarınca gerekçeli olmak zorundadır. Ancak Mahkemelerin iş yoğunluğu ve buna bağlı olarak duruşma dosyalarının çokluğu nedeni ile gerekçenin duruşmada yazdırılamaması halinde gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.
Bu yasal şekil yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 26.09.2007 tarih, 2007/14-778 E., 2007/611 K. sayılı ilamında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Bu ilkeler doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde, mahkeme kararının hüküm fıkrasında kabul edilen alacaklar için “alacaklarının doğduğu tarihten itibaren işleyecek en yüksek banka işletme kredisi faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” denilmekle yetinilmiş, açıkça alacakların doğduğu tarihler gösterilmeyerek taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmemiştir.
O itibarla mahkemece, yukarıda belirtilen HMK"nın ilgili maddeleri gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.
Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre bu aşamada davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 27.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.