19. Hukuk Dairesi 2015/9545 E. , 2016/2172 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl dosyada itirazın iptali, birleşen dosyada istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, birleşen istirdat davasının kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-birleşen dosya davalısı .... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl dosyada davacı ...vekili, davalıların dava dışı ..."nin müvekkili banka ile imzalanan genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu oldukları, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan ilamsız takibe itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini, inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili, dava dışı ...."nin davalı banka ile 2005 yılında genel kredi sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin bu sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunu, sözleşme ile ayrıca kendi taşınmazında ipotek tesis ettiğini, ayrıca kredi teminatı için bono verildiğini, bu borcun kapatılması üzerine taşınmaz üzerindeki ipotek şerhinin kaldırıldığını, ...."nin 2009 yılında kullandırılan başka bir kredi borcunun ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ilk kredinin teminatı için verilen bononun takibe konu edildiğini, icra tehdidi altında takip dosyalarının borcunun ödendiğini, müvekkilinin takibe konu bedeller nedeniyle sorumlu olmadığını ileri sürerek ödenen bedelin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalılar vekilleri aracılığı ile yetki itirazında bulunmuşlar, yetkili mahkemede yapılan yargılamada cevap dilekçesi sunmamışlardır.
Birleşen dosyada davalı ... vekili, dava dışı şirket ile 2005 ve 2009 yıllarında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davacının 2006 yılında imzalanan sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunu, kredi borcunun teminatı için takip konusu bononun tanzim edildiğini, bu kredi borcunun sıfırlandığı dönemde davacı taşınmazı üzerine verilen ipotek şerhinin kaldırıldığını, 2009 yılında imzalanan kredi sözleşmesi gereğince kullandırılan kredi borcunun ödenmediğini, davacının şahsi sorumluluğunun devam ettiğini, borcun tahsili için bononun takibe konu edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında 2005 ve 2009 tarihlerinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı, kredinin teminatı için verilen ipoteğin ilk borcun ödenmesi nedeniyle kaldırıldığını, 2009 yılında kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle davalılardan alınan bononun dava konusu takibe konulduğunu, 2006 tarihli bononun doğmamış olan bir borcun teminatı olduğuna ilişkin delil olmadığı, davalı birleşen davacı ..."nın 30.01.2009 tarihli sözleşmede imzası olmadığı, bu sözleşmenin 2006 tarihli sözleşmenin devamı olduğu yönünde delil bulunmadığı, ..."nın takipe konu edilen borçlardan sorumlu olmadığı, yapılan tahsilatların haksız olduğu gerekçesiyle birleşen dava yönünden davanın kabulüne, ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, tazminat talebinin reddine ; asıl dava yönünden diğer davalıların borcun ödendiğini ispatlayamadıkları gerekçesiyle davalılar ... ve ... yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden itirazın iptaline, inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş hüküm davacı birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu bononun, asıl borçlu ..."nin davacı bankadan kullandığı kredinin teminatı olarak düzenlenip davacı bankaya verildiği, davacı banka tarafından kabul edilmiştir. Bu durumda davacı bankanın asıl borçlu şirketten alacaklı olduğu miktarın belirlenip teminat bonosunun belirlenen miktar yönünden alacağın tahsiline imkan sağlanacak şekilde bir karar verilmek gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Diğer yandan itirazın iptali davasında davalılardan ..."nın kefil olduğu ve kefaleti nedeniyle borçtan sorumlu olduğu iddia edildiğine göre, bu talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da kabul şekliyle isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı birleşen davalı banka yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.