18. Ceza Dairesi 2018/7446 E. , 2019/17027 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre ve yapılan incelemede:
1- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının açıklanmasına dayanak alınan ilama konu mahkûmiyet hükmünün TCK"nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde ve 151/1. maddesinde düzenlenen tehdit ve mala zarar verme suçlarına ilişkin olması ve bu suçların 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren, 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik, 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre, uzlaştırma kapsamına alınmış olması karşısında, sözü edilen suçlardan mahkumiyet içeren ilam yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, sonucuna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının açıklanıp açıklanmayacağının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2- Kabule göre de;
a) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi nedeniyle açıklanmasına karar verilecek yeni hükmün, Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eylemlerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezaların şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, önceki karara yollama yapılmak suretiyle ve gerekçesiz karar verilerek, Anayasa"nın 141. ve 5271 sayılı CMK"nın 34, 223 ve 230. maddelerine aykırı davranılması,
b) 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre, tebligatın bilinen en son adrese yapılması gerektiği, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip tebligatın buraya yapılması gerektiği, sanığın duruşmaya gelmediği takdirde yokluğunda duruşmaya devam edilerek hükmün açıklanacağına ilişkin ihtarı da içeren duruşma davetiyesinin bilinen en son adresine bila tebliğ edilmesi üzerine mernis adresine öncelikle Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilmesi gerekirken, doğrudan Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilerek savunma hakkı kısıtlanacak şekilde savunması alınmadan hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ... ve O Yer Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye farklı gerekçeyle uygun olarak, başkaca yönleri incelenmeksizin, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 03/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.