21. Hukuk Dairesi 2016/12233 E. , 2017/7714 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, Kurum işleminin iptaliyle Kuruma borçlu olmadığının tespitine, kesilen aylığının kesildiği tarihten itibaren tekrar bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ve kuruma borçlu olmadığının tespiti, kesilen aylığının kesildiği tarihten itibaren tekrar bağlanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; Davacı ..."un Eşi ..."den 10/11/1998 tarihinde boşandığı, 1996 yılında vefat eden babasından dolayı 01/01/2006 yılından itibaren ölüm aylığı aldığı, Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen 31.07.2014 tarih ve 125 sayılı rapora göre davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, bu rapora dayanılarak davacının aylığının kesilerek, Kurumca 19/10/2008-18/10/2014 tarihleri arası ödenen 49.061,17 TL. aylık tutarı ve işlemiş faizinin borç çıkarıldığı anlaşılmıştır.
Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda haksahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir.
5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir. Maddede, boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurum"ca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun, eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır. Şu durumda sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibariyle gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
Somut olayda; 31.07.2014 tarih ve 125 sayılı Denetmen Raporuna göre; Denetmence abonelik bilgileri, medula kayıtları , adres bilgileri sistem üzerinden ya da yazışma yapılarak araştırıldığı, 10.11.1998 tarihinden sonra çiftin beraber yaşayıp yaşamadıklarının tespiti için ...(...)’un ikamet adresi olan Hasanbey Mahallesi Muhtarlığından bilgi istenildiği, gelen cevabi yazıda; davacının 10.11.1998 tarihinden itibaren Hasanbey Mah. Engin Adıyaman Cad. Erdoğan Apt Sitesi B Blok No: 15/5 .../... adresinde ikamet ettiği, ...’in burada ikamet etmediği, nüfus kayıt sisteminde Çirişhane Mah. l.Kuşçu Çıkmazı Sok. No:2./l/l .../... adresinde ikamet ettiğinin görüldüğü, ...’in boşandığı eşinin Hasanbey Mah. Engin Adıyaman Cad. Erdoğan Apt Sitesi B Blok No: 15/5 .../... adresine sık sık geldiği, beraber yaşayıp yaşamadığının kesin olarak komşular tarafından bilinmediği, site yöneticisi ...’in de aynı şekilde ifade verdiği bilgilerine ulaşıldığı, ...’in medula hastane kayıtları incelendiğinde kişinin genelde her ne kadar ...’da ikamet ediyor gözükse de, ... ilçesindeki hastanede tedavi gördüğü, ayrıca kişinin 30.11.2009- 01.04.2011-31.07.2012-02/03/04/05/06.08.2012-25.02.2013-28.07.2013tarihlerinde ... ... .... Devlet Hastanesinin acilinde tedavi gördüğünün tespit edildiği,
Davacının imzalı ifade tutanağında:”Eski eşimden ben resmi olarak 1998 yılında ayrıldım, 2006 yılında babamın maaşım talep ettim.Ben 2006 yılından önce eşimle beraberdik ancak 2006yılından sonra komple ayrıldım.Çirişhane Mah. 1.Kuşçu Çıkmazı No:2/1 .../... adresinde evlendikten sonra eşim ... ile yaklaşık 11 sene oturdum. İlgili adresteki ev kayınpederim üzerine idi. ... ’ya 2002 yılı gibi taşındım ve sürekli olarak Hasanbey Mah. Engin Adıyaman Cad. Erdoğan Apt. B Blok No:15/5 .../... adresindeki kendi evimde çocuklarımla beraber yaşadım. İlgili ev benim üzerime idi ve çocuklarım ile beraber yaşıyorum. Eşimden ayrıldıktan sonra 1998-2002 yılları arası 1050 konutlarında benim üzerime olan evde eşim ve çocuklarım ile beraber yaşadık ve daha sonra Hasanbey Mah. Engin Adıyaman Cad. Erdoğan Apt. B Blok No:15/5 .../... adresine eşim ile beraber taşındık. Daha sonra 2006 yılında eşimden komple ayrıldık ve ben 2006 yılında babamın maaşı için başvuru yaptım.1998-2006 yılları arası babamın maaşı için başvuru yapmadım çünkü eşim ile beraberdik ancak 2006 yılından resmi eşimden komple ayrıldıktan sonra babamın maaşına başvurdum ve 2006 yılından bu yana maaşı almaktayım.Eşimle anlaşmamız gereği Hasanbey Mah. Engin Adıyaman Cad. Erdoğan Apt. B Blok No: 15/5 .../... adresindeki evin aidat hariç kömür ve istinat duvarının yapımı gibi yüklü giderlerine katkıda bulunuyordu. ” dediği,
Davacının eşinin imzalı beyanında; “Eski eşimden ben resmi olarak 1998 yılında ayrıldım ancak 2005/Ekim ayında sonra komple ayrıldım. . Evlendikten sonra ben ilgili adresteki evde eşim ... ile yaklaşık 11 sene oturdum. İlgili adresteki ev babamın üzerine idi şu anda üç kardeşin (... ve ...) üzerine aldık 1998-2001 yılları arası 1050 konutlarındaki eşimin üzerine olan evde oturduk sonra 2001 yılında emekli olunca eşim ile birlikte ... ’daki eve taşındık. ... ’ya 2001 yılında emekli olunca taşındım ve 2005/Ekim ayına kadar Hasanbey Mah. Engin Adıyaman Cad. Erdoğan Apt. B Blok No: 15/5 .../... adresinde çocuklarımla beraber yaşadım. 2005/Ekim ayından sonra ... ’da yaşadım ve 2012/Mayıs ayı gibi babam hasta olunca ... ’ya geldim. Ara sıra ...’a gidiyorum. 2005/Ekim ayından sonra Hasanbey Mah. Engin Adıyaman Cad. Erdoğan Apt. B Blok No: 15/5 .../... adresinde herhangi bir bağlantım kalmadı.Eşimden ayrıldıktan sonra 1998-2001 yılları arası 1050 konutlarında eşimin üzerime olan evde eşim ve çocuklarım ile beraber yaşadık ve daha sonra Hasanbey Mah. Engin Adıyaman Cad. Erdoğan Apt. B Blok No: 15/5 .../... adresine eşim ile beraber taşındık. Daha sonra 2005/Ekim ayından sonra eşimden özel nedenlerden dolayı fiilen ayrıldık ve 2005/Ekim ayından sonra Hasanbey Mah. Engin Adıyaman Cad. Erdoğan Apt. B Blok No: 15/5 .../... adresinden ayrıldım ve Bodrum ’da ikamet ettim. . “ dediği,
...(...)’un ikamet adresi olan Erdoğan Apartmanının 01.01.2003-31.03.2014 dönemine ait defter, kayıt ve belgeleri incelenmesi sonucu; ... Noterliğince onaylanan 26.09.1996 tarihli 09083 sayılı karar defterinde 2002-2003-2005-2011 yıllarında alınan kararlarda ...’in ismi ve imzası olduğu ve apartman yönetiminin kararlarına katıldığı, ... Noterliğince onaylanan 19.01.2012 tarihli 00768 sayılı karar defterinde 2012 yılının 01-09-10. aylarındaki alman kararlarda ...’İn ismi ve imzası olduğu ve apartman yönetiminin kararlarına katıldığı, ... Noterliğince onaylanan 11.11.2002 tarihli 10017 sayılı işletme defterinde 2002-2003-2004-2005-2006-2007-2008-2009-2010-2011-2012-2013-2014 yıllarında ...’in ödemeler yaptığı ve apartmana ait gelir hanesine kayıt edildiği. ... ifadesinde 2005/Ekim ayından sonra Bodrum"da yaşadığını ve 2012/Mayıs ayı gibi babası hasta olunca Bursa’ya geldiğini ve ara sıra Bodrum"a gittiğini, 2005/Ekim ayından sonra Hasanbey Mah. Engin Adıyaman Cad. Erdoğan Apt. B Blok No: 15/5 .../BURSA adresinde herhangi bir bağlantısı kalmadığım beyan etse de Erdoğan Apartmanı kayıtları incelendiğinde ...’in 2002-2014 dönemine ait tüm apartman aidatlarını karşıladığı, 2002-2003-2005-2011- 2012 yıllarında alınan kararlarda ismi ve imzasının olduğu ve 2005-2006-2007-2009- 2010-2011-2014 yıllarına ait ödeme planlarında 5(beş) numaralı daire için isminin olduğu tespit edildiğinden kişinin bu yöndeki beyanının gerçeği yansıtmadığı değerlendirildiği, Hasanbey Mahallesi Muhtarlığı tarafından gelen yazıda ...’in Hasanbey Mah. Engin Adıyaman Cad. Erdoğan Apt Sitesi B Blok No: 15/5 .../BURSA adresine sık sık geldiği bilgisine ulaşılması sonucu kişinin ilgili adrese gelişinin çocuklarını görmek maksatlı olmadığı ilgili adreste ikamet etmesinin devam ettiği anlaşıldığı, ... ifadesinde 2005/Ekim ayından sonra Bodrum’da yaşadığını ve 2012/Mayıs ayı gibi babası hasta olunca Bursa’ya geldiğini ve ara sıra Bodrum’a gittiğini, 2005/Ekim ayından sonra Hasanbey Mah. Engin Adıyaman Cad. Erdoğan Apt. B Blok No: 15/5 .../BURSA adresinde herhangi bir bağlantısı kalmadığım beyan etse de kişinin 11.03.2008-19.11.2013 dönemine ait medula hastane kayıtları İncelendiğinde Bodrum’da yaşadığını beyan ettiği dönemde Bursa’da çeşitli hastanelerde tedavi olduğu, özellikle ...(BOZDEMİR)’un ikamet adresi olan Hasanbey Mah. Engin Adıyaman Cad. Erdoğan Apt Sitesi B Blok No: 15/5 .../BURSA adresine daha yakın olan ... Şaziye Rüştü Devlet Hastanesinde tedavi olduğunun anlaşılması üzerine kişinin bu yöndeki beyanının gerçeği yansıtmadığının değerlendirildiği anlaşılmıştır.
Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen raporun içeriği, davacının ve eşinin birlikte yaşamayı doğrulayan beyanları, davacının eşinin Medula kayıtlarına göre ...’da tedavi görmesi, Erdoğan Apartmanı kayıtlarında ...’in 2002-2014 dönemine ait tüm apartman aidatlarını karşılaması, 2002-2003-2005-2011-2012 yıllarında alınan kararlarda ismi ve imzasının olması ve 2005-2006-2007-2009- 2010-2011-2014 yıllarına ait ödeme planlarında 5(beş) numaralı daire için isminin olması, davacının eşinin 2008"den itibaren ikamet adresi olan babasına ait Çirişhane Mah. 1. Kuşçu Çıkmazı Sok. No:2/1 .../... adresine ara sıra gelip kaldığının, sürekli kalmadığının kolluk tarafından tespit edilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı ve eşinin, boşandıkları süreçte de birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.