23. Hukuk Dairesi 2014/7063 E. , 2015/262 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 31.01.2014 gün ve 2013/7047 Esas, 2014/645 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- KARAR -
Davacı vekili, davalı kooperatifin ortağı olan müvekkilinin 19.04.2002 tarih ve 192 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan ihraç edildiğini, ihraç kararının iptali için açtığı dava sırasında kooperatif tarafından ortaklığının devam edeceğinin belirtilmesi üzerine davayı takipsiz bıraktığını, 16.04.2006 tarihinde yapılan genel kurulda, yönetim kurulunca verilen ihraç kararlarının yeniden görüşülüp, onaylandığını, genel kurulca verilen bu kararın yeni bir ihraç kararı niteliğinde olduğunu, yönetim kurulunca verilen önceki kararı zımnen ortadan kaldırdığını ileri sürerek, 19.04.2002 tarih ve 192 sayılı yönetim kurulu kararının yok sayılması ile ortaklığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının ihraç kararının iptali için açtığı davanın açılmamış sayılmasına dair kararın kesinleştiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ihraç kararı kesinleşmiş olduğundan üyelik tespitine yönelik isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 31.01.2014 tarih ve 2013/7047 Esas, 2014/645 Karar sayılı ilamıyla, davacının, yönetim kurulunun 19.04.2002 tarihli kararıyla davalı kooperatif ortaklığından ihraç edildiği, anılan kararın iptali için açılan .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/56 E. sayılı davada davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın 13.01.2010 tarihinde kesinleştiği, anılan davanın yargılaması devam ederken, yönetim kurulunca davacı hakkında verilen ihraç kararı hakkında herhangi bir itiraz olmamasına rağmen kendiliğinden gündeme alınarak, 16.04.2006 tarihli genel kurulda gündemin 11. maddesinde alınan kararla yönetim kurulunca önceki dönemlerde alınan ihraç kararlarının onanmasına karar verildiği, bu karar yeni bir ihraç kararı niteliğinde olduğundan ve bu kararın davacıya tebliğine ilişkin herhangi bir savunma da ileri sürülüp kanıtlanmadığından, uyuşmazlığın esası incelenip, genel kurulca onanan 19.04.2002 tarihli ihraç kararının, Kooperatifler Kanunu"nun 27. ve anasözleşmenin 14. maddelerindeki ilkelere göre yerinde olup olmadığı değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, diğer temyiz itirazları incelenmeksizin bozulmuştur.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16/4. maddesi uyarınca, yönetim kurulunun alacağı ihraç kararı üzerine ortak, genel kurula itiraz edebileceği gibi, mahkemeye iptal davası da açabilir.
Anılan Kanun"un 16/3 ve 4. ve davalı kooperatif anasözleşmenin 14/2. ve 3. maddelerinde "Ortak çıkarma kararının tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. Tebliğ edilen karar yönetim kurulunca verilmiş ise ortak üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir. " hükmüne yer verilmiştir. Bir üyenin yönetimin ihraç kararına itirazı ihraç kararının iptali davasından önce yönetimce genel kurula intikal ettirilmiş ve üye aleyhine davadan önce karar verilmiş ise, davanın yönetim kurulu kararına karşı açılmadığı, genel kurulca verilen karara karşı süresinde itiraz davası olarak açıldığı kabul edilerek, bundan sonra davanın esasına girilmesi; genel kurulca itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, ortaklık devam ettiğinden davanın reddine karar verilmesi; şayet yargılama aşamasında bu itiraz genel kurula intikal ettirilmiş ise, genel kurul kararı sonucu beklenilerek bu karar ortak aleyhine çıktığı takdirde davaya genel kurul kararının iptali olarak devam edilmesi; genel kurulca itirazın kabulüne karar verilmesi halinde davanın konusunun kalmayacağının düşünülmesi; itiraz genel kurula davadan önce ya da sonra intikal ettirilmemiş ve intikal ettirilmeyecekse, üyeliğin askıda ve devam ettiği, yönetim kurulunun ihraç kararına karşı dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Genel kurulun, üyenin ihraç kararına yaptığı itirazı üzerine esasen yetkisinde olan itirazı görüşerek karara bağlaması halinde, artık itirazın geç yapıldığına bakılmaksızın, davanın ihracı onaylayan genel kurul kararının tebliğinden itibaren üç ay içerisinde açılıp açılmadığı belirlenmelidir.
Ortakların tümünü ilgilendiren konularda alınan genel kurul kararları tebliğe ihtiyaç göstermeden genel kurula katılan, katılmayan bütün ortakları bağlar. Ortaklardan bir kısmı hakkındaki şahsi nitelik taşıyan kararların ise bağlayıcı olabilmesi için tebliği gerekmektedir.
Anasözleşmenin 23/4. maddesinde, yönetim kurulu tarafından verilen ortaklıktan çıkarma kararlarına itirazların incelenip, karara bağlanması genel kurulun görevleri arasında sayılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16/4. maddesi uyarınca, yönetim kurulunun alacağı ihraç kararı üzerine ortak, genel kurula itiraz edebileceği gibi, mahkemeye iptal davası da açabilir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/3. ve anasözleşmenin 14/2. maddeleri hükümlerine göre, yönetim kurulunun ihraç kararına karşı genel kurula itiraz edilmiş ise, artık yönetim kurulunun ihraç kararına karşı iptal davası açılamaz. Dava, genel kurul kararına karşı ve tebliğinden itibaren üç ay içinde açılmalıdır. Zira, aynı hükümde, itiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı iptal davası hakkının saklı olduğu hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, davacının 19.04.2002 tarihli yönetim kurulu kararıyla ihraç edildiği, bu kararın iptali için açılan davanın (bozma geçirerek) devamı sırasında 16.04.2006 tarihli genel kurulda ihracın kendiliğinden görüşülerek kabulüne dair şahsi nitelikte karar alındığı görülmektedir. Süresi içinde işbu dava açılmış olup, davacı genel kurula itiraz yoluna başvurmamıştır. Yönetim kurulu haklarında ihraç kararı alınan ortakların durumunun görüşülmesini kendiğinden gündeme almış olup, anılan genel kurulda bu konu görüşülmüş ve davacı hakkındaki ihraç kararı onaylanmıştır.
Davacının hukuki durumu, yukarıda belirtilen yasa ve anasözleşme hükümlerindeki düzenlemeye tamamen uymamaktadır. Ne var ki, ortada ihracı onaylayan bir genel kurul kararı da bulunmaktadır. İşbu dava, genel kurul kararından önce açılmış olmakla, artık davanın genel kurul kararının iptali davası olarak ele alınıp, bu çeçevede sonuçlandırılması zorunluluğu bulunmaktadır. Aksi halde, süresi içinde dava açan ve genel kurula itiraz hakkını kullanmak istemeyen davacının durumu haksız yere ağırlaşmış olacaktır. Genel kurul davacının itirazı olmasa da esasen itirazı incelemeye görevli olduğuna ve görevli olduğu konuda ihraç kararını gündeme alıp, ihracı karara bağladığına göre mahkemece artık itirazın yapılmadığına bakılmaksızın ve dosya içerisinde bu genel kurul kararının davacıya tebliğine dair belgeye rastlanmadığı ve esasen davalının tebliğe ilişkin bir savunmasının dahi bulunmadığı ve anılan genel kurul kararının iptali için ayrı bir dava açıldığının taraflara iddia ve ispat edilmediği de gözetilerek, davanın genel kurulda alınan ihraç onama kararının iptali davası olarak ele alınması ve esasa girilip, yönetim kurulu ihraç kararının dayanağı olan ihtarnamelerin önce 1163 sayılı Kanun"un 27. ve anasözleşmenin 14/2. maddesi uyarınca şekli bakımdan, bundan sonra gerektiğinde gerçek borç ihtarı içerip içermediği yönünden incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Bu açıklamalara ve Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 5,20 TL harç ve takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.