11. Hukuk Dairesi 2019/2450 E. , 2020/655 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce bozmaya uyularak davanın reddine dair verilen 29/04/2019 tarih ve 2019/437 E- 2019/537 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalının 23/03/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurulunun TTK"nın 620. maddesi yollamasıyla aynı Yasa"nın 445. maddedeki kanuna, esas sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak yapıldığını, toplantının gündeminin 5. maddeden oluştuğunu, bu gündemde TTK"nın 409. maddesinde belirlenen zorunlu konuların yer almadığını, anılan gündemde yazılı olan hususlardan sadece organların seçimine ilişkin konuyla ilgili karar alındığını, davalı şirketin olağan genel kurul gündeminde TTK"nın 409. madde gereklerinin yer almamasının sebebi olarak devam eden davaların gösterildiğini, bu davaların müvekkilinin görev yaptığı döneme ilişkin olduğunu, toplantı gündeminde zorunlu olarak görüşülmesi gerekli olan konuların gündeme alınmamasının sebebinin ise davalı şirketin kötüniyetli olarak yapmış olduğu işlemlerin ortaya çıkmaması ve müvekkili ile davalı şirket arasında devam eden davalarda davalı şirketin yaptıkları işlemlerin belgelendirilmemesini istemesinden kaynaklı olduğunu ileri sürerek davalı şirketin 23/03/2017 tarihinde yaptığı olağan genel kurulda aldığı tüm kararların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, alınan kararların yasaya ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığını, davacı ortağın bir toplantı çağrısında ve gündem teklifinde bulunmadığını, toplantıda bir önerge sunmadığını, bu durumun dürüstlük kuralına aykırı bir davranış olduğunu, finansal tabloların sunulması ve ibra hususunda karar verilmesinin ileri bir tarihe bırakıldığını, buna ilişkin haklı sebeplerinin bulunduğunu, önceki hesap yıllarına ilişkin olarak açılmış davalar bulunduğunu, bu dönemde davacının yönetici olduğunu, bunlar haricinde davacı ortağın müdürler kurulu başkanı iken diğer ortaklara zarar verici işler yaptığını, bunların tazmini için açılan davalar bulunduğunu, ibranın geri bırakılmasında bu durumun da etkili olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, genel kurulda alınan kararların davacının hukukunu ve haklarını etkiler bir durumda olmadığı, yeni yönetimin de yasaya uygun bir surette seçildiğinin belirlendiği, ibra hususunda ise taraflar arasında mahkemelerde görülen pekçok davalar bulunması nedeniyle bunların neticelenmesi sonunda görüşülmesi gerektiği kanaatiyle genel kurulda bir karar verilmeyerek ibra hususunun ileriye atıldığı, bu durumda çekişme konusu 23/03/2017 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, Dairemiz bozma ilamına uyularak İlk Derece Mahkemesi ile aynı gerekçe ile davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 22/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.