Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13603
Karar No: 2017/7706
Karar Tarihi: 12.10.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/13603 Esas 2017/7706 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/13603 E.  ,  2017/7706 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Davacı, kurum işleminin iptaliyle 5510 Sayılı Yasa"nın 37. maddesi gereği evlilik ödeneğinin evlenme tarihinden itibaren yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ve 5510 Sayılı Kanunun 37. Maddesi gereği evlilik ödeneğinin evlenme tarihinden tarihinden itibaren yasal faizi ile ödenmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; Davacı ... "nün 2008 yılında boşandığı eski eşi ... ile 02/04/2014 tarihinde tekrar evlendiği, aylık aldığı babasının 04/12/2005 tarihinde vefat ettiği, Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen 30/09/2014 tarih ve 97 sayılı rapora göre davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, bu rapora dayanılarak davacının aylığının kesilerek, Kurumca 23/10/2008- 22/04/2014 tarihleri arası 38.660,49 TL aylık tutarı ve işlemiş faizinin borç çıkarıldığı , anlaşılmıştır.
    Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda haksahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir.
    5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir. Maddede, boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurum"ca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun, eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır. Şu durumda sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibariyle gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
    Somut olayda; 30/09/2014 tarih ve 97 sayılı Denetmen Raporuna göre; denetmence ... İlçe Jandarma Komutanlığı ile tarafların boşandıkları dönemde birlikte yaşayıp yaşamadıklarının araştırılması için yazışma yapıldığı, gelen yazı cevabının ekindeki 19.06.2014 tarihli tutanak muhteviyatında; ... İlçe Jandarma Komutanlığı sorumluluk bölgesinde bulunan ... Köyü Kalender Mevkii No:6 .../... adresinde yaşadıkları tespit edilen ... ve eşi ..." nün 01/04/2014 tarihinde yeniden evlenmeden önce birlikte yaşamadıkları,boşandıktan sonra davacının İstanbul’a çocuklarının yanına gittiği, eşinin ... köyünde ikamet ettiği, davacının ara sıra çocuklarıyla köye geldiği, eşinin de ara sıra ...’a çocuklarının yanına gittiği, yeniden evlenmeden önce fiilen köyde birlikte yaşamadıklarının tespit edildiği, MEDUI.A sisteminden yapılan araştırmada ...(...) ve ... nün muayene ve eczane bilgilerinin temin edildiği, 15.12.2009 tarihinde ... Devlet Hastanesinde muayene oldukları fakat farklı eczanelerden ilaçları temin ettikleri, 20.07.2009 tarihinde aynı eczaneden ilaç temin edip aynı ilçe farklı sağlık hizmet sunucularından hizmet aldıkları. 30.06.2009 tarihinde ... Devlet Hastanesinde tedavi oldukları ve aynı eczaneden ilaçlarını temin ettikleri, 09.08.2009 tarihinde protokol numaraları müteselsil olmak üzere ...k Devlet Hastanesi sağlık hizmet sunucusundan faydalandıklarının tespit edildiği, ...(...)’ nün evlendikleri tarih olan 01.04.2014 tarihine kadar muayenelerini ... İli ya da Ayancık İlçesi sağlık hizmet sunucuları ile İstanbul sınırları içerisinde bulunan sağlık hizmet sunucularından temin ettiğinin tespit edildiği,
    Konu ile ilgili olarak ifadesine başvurulan davacının eşi ...’nün ifadesinde : “ Köy muhtarlığında ilk dönemimdir. 2008 yılı gibi eşim ...dan boşandım. Ben hep köydeydim. ... Hanım çocukların yanında İstanbul’ da duruyordu. Bayramlarda falan çocuklarla birlikte buraya gelirler. Arada da ben giderdim. Çocuklarım ... Semtinde oturuyordu. Muhtarlığa seçilmeden hepsi geldiler ve çocuklar araya girince muhtar olduğum gün nikah yaptık eşim kanser hastasıdır. Ameliyat ve tedavi oldu. Muhtar olmadan önce sosyal güvencem yoktu. Geçimimi sağlamak için çocuklar yardım ediyorlardı. Köyde boşandığımız zaten bilinmektedir.” dediği,
    Yine konu ile ilgili olarak köy azası ve aynı zamanda ..." nün komşusu olan ...’ın ifadesinde : “ Bu dönem seçildim. Köy azası ve ...’ nün komşusuyum. Eşi ... Hanım’ ı ve kendisini tanıyorum. Yıllar önce boşandıklarını duyduk. Sonra ... burada yaşıyordu. Eşi arada sırada ...l’ dan memleketine geliyordu. Bir arada yaşamadılar. Malına mülküne kontrol için geliyordu. Yüksel kanser hastasıdır. Çocukları arasını buldu.” dediği,
    ... Köyü Kalender Mevkii No:8 .../... adresinde oturan komşusu ...’ın ifadesinde : “ Bu köylüyüm. ... ve karısını tanıyorum. Komşumuzdur. Kendisi de köyümüzün muhtarıdır. Boşandığı eşiyle ... Hanım ile birlikle yaşıyorlar. Boşanıp birlikte yaşadıklarını biliyoruz. Hatta bu durumu kendisi söyledi." dediği, No:4 te bulunan fakat isim ve ifade vermekten imtina eden bir bayanın davacı ve eşinin birlikte yaşadıklarını söylediği görülmüştür.
    Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen raporun içeriği, davacının eşinin birlikte yaşamayı dolaylı olarak doğrulayan beyanı, davacının eski eşi ... ile 02/04/2014 tarihinde tekrar evlenmesi, davacının eşinin 2007’den 03.01.2011 tarihine kadar Gümüşpala Mah. Kutlu Sok. Aksu Apt. 11/4 .../... adresinde davacıyla aynı adreste kayıtlı olması ile tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı ve eşinin, boşandıkları süreçte de birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi