Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12817
Karar No: 2017/7704
Karar Tarihi: 12.10.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/12817 Esas 2017/7704 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/12817 E.  ,  2017/7704 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, kesilen yetim aylığının yeniden bağlanmasına, davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ve kesilen maaşın yeniden bağlanması, davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı Kurum vekili ve davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; Davacı ... "in eşi ...’ nden 13.09.1999 tarihinde boşandığı, 16/01/1997 tarihinde vefat eden babasından dolayı yetim aylığı aldığı, 13.12.2000 tarihinde boşandıktan sonra eski eşinden ... adında bir kız çocuğu dünyaya geldiği, Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen 26/02/2014 tarih ve 9 sayılı rapora göre davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, bu rapora dayanılarak davacının aylığının kesilerek, Kurumca 01/11/2008-10/06/2014 tarihleri arasında ödenen 55.283,37TL aylık tutarı ve işlemiş faizinin borç çıkarıldığı , anlaşılmıştır.
    Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda haksahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir.
    5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir. Maddede, boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurum"ca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun, eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır. Şu durumda sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibariyle gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
    Somut olayda; 26/02/2014 tarih ve 9 sayılı Denetmen Raporunda; ... ‘in 25.02.2014 tarihinde kimlik paylaşım sisteminden alınan adresinin İstasyon Mah, Bağlıca Sok. No:48-4 .../... olduğu 24,02.2014 tarihinde ilgili adrese gidildiği, bina yöneticisi ... ve yönetici yardımcısı ...’ nın ifadesi alınmak üzere kuruma davet edildiği, İstasyon Mahallesi muhtarı ... ile görüşüldüğü, İştasyon_Mah, Bağlıca Sok, 48 numaralı apartmanın yöneticisi ...’nin vermiş olduğu imzalı ifadede : “Ben 1995 yılından beri İstasyon Mah. Bağlıca Sok, 48-14 adresinde ikamet ediyorum. 2 yıldır yöneticilik yapıyorum. ... ve ... apartmanımızın 4 numaralı dairesinde oturuyorlar. Yaklaşık 2 sene önce taşınmışlardı apartmanımıza. Ayrıca Gaye adında bir kız çocukları var. ...’ nin terzilik yaptığını duydum. ... Hanim çalışıyor ancak bildiğim kadarıyla devamlı bir işi yok. ...’ ni apartmanda görüyorum her gün olmasa da. Akşamları zaman zaman vişne çürüğü renkteki Tempra marka arabasını aparmanın önüne park ediyor.” dediği, İstasyon Mah. Bağlıca Sok. 48 numaralı apartmanın yönetici yardımcısı ...’nın vermiş olduğu imzalı ifadede : ”Ben 2010 yılından beri İstasyon Mah. Bağlıca Sok. No:48-ll adresinde ikamet ediyorum. 1 yıldır yönetici yardımcılığı yapıyorum. ... ve ... apartmanımızın 4 numaralı dairesinde oturuyorlar. Yaklaşık 2 sene önce taşınmışlardı apartmanımıza. Ayrıca Gaye adında bir kız çocukları var. ...’ nin terzilik yaptığını duydum. ... Hanım çalışıyor ancak bildiğim kadarıyla devamlı bir işi yok. ...’ ni apartmanda görüyorum her gün olmasa da zaman zaman akşamları vişne çürüğü renkteki Tempra marka arabasını apartmanın önüne park ediyor.” dediği, 18/05/2015 tarihli polis tutanağında; davacının eşinin K.Karabekir Mah.2052. Sok No:28/B .../.... adresine gidildiği, binanın boş dükkan olduğu,yanında bulunan dükkanlarında boş olduğu, muhtarlık mernis kaydında burada gözüktüğü ancak şahsı tanıyan ya da bilenin olmadığının tespit edildiği, görülmüştür.
    Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen raporun içeriği, denetim sırasında dinlenen tanık beyanları, tutanak tanıklarının mahkemedeki beyanları, eşlerin boşanmadan sonra kızlarının dünyaya gelmesi ile tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı ve eşinin, boşandıkları süreçte de birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının tüm temyiz itirazlarının reddiyle, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüne karar verilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan davacıya yükletilmesine, 12/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi