Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10926
Karar No: 2017/7703
Karar Tarihi: 12.10.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/10926 Esas 2017/7703 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/10926 E.  ,  2017/7703 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, Kurumun aylık kesilmesine yönelik işlemin iptaline, kesilen aylığın yeniden bağlanarak ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ve kesilen maaşların kesildiği tarihten itibaren bağlanarak yeniden ödenmesine, davacının daha evvel aldığı ölüm aylıklarından dolayı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; Davacı ..."in eşi ...’dan 09.05.2012 tarihinde boşandığı, 31/12/2002 tarihinde vefat eden babasından dolayı yetim aylığı aldığı, Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen 26/02/2014 tarih ve 33 sayılı rapora göre davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, bu rapora dayanılarak davacının 22/06/2012 tarihi itibariyle aylığının kesildiği, borç dönemi ve miktarına ilişkin dosyada bilgi olmadığı, anlaşılmıştır.
    Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda haksahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir.
    5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir. Maddede, boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurum"ca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun, eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır. Şu durumda sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibariyle gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
    Somut olayda; 26/02/2014 tarih ve 33 sayılı denetmen raporunda; ...’in Atatürk Mah. 506. Sok. Studio Life Sitesi 4. Blok No:10C / 16 .../... adresinde ikamet ettiği, davacının boşandığı eşi ...’ın kayıtlardaki ikamet adresi olan Atatürk Mah. 1993 Sok. Ekşioğlu Akkent Sitesi G Blok No: 16E / 4 .../... adresinde denetim yapıldığı, ...’in adreste bulunduğu, ...’in imzalı ifadesinde : “Yaklaşık bir yıl önce şiddetli geçimsizlik nedeniyle ayrıldım. 4 çocuğum bulunmaktadır. Boşandıktan sonra oğlum Yasin KIYMAZ’ın yanında kaldım. Bu adreste küçük kızım ve eski eşim kalıyor. Yaklaşık bir haftadır bu adreste kalıyorum. Nedeni ise oğlumun taşınmasıdır. Buraya kızıma bakmak İçin geliyorum. Eski eşim ... şoför olarak çalışmakta şuan evde bulunmamaktadır. Kendisi bize destek vermektedir. Nüfusta gözüken adresim kızımın eski adresidir. Yaklaşık 5 - 6 ay orada ikamet ettim. Daha sonra oğlumun yanına geçtim. Boşandığım dönemde 3-4 gün gelip kızımı görüyordum. Yaklaşık 1-2 hafta sonra okul bitimi kızımla İzmit’e gideceğim.” dediği, davacının birlikte ikamet ettiğini iddia ettiği kızı ...’in ... - ...’da ikamet ettiği, adres beyan tarihinin 05.11.2013 olduğu; oğlu ...’ın ise ... – ...’de ikametettiği, adres beyan tarihinin ise 02.01.2014 olduğu , denetmence; şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşandığını iddia eden davacının, kızı ...’ın velayetinin kendisine verilmesine rağmen, ...’ın babasının yanında kalması ve annenin boşandıktan sonra haftada 3-4 kez boşanılan eşin evine gelmesi şiddetsiz geçimsizlik nedeniyle bitirilen evlilik sonrası yaşanması muhtemel bir durum olmadığı gerekçesiyle kişilerin resmi olarak ayrılmalarına rağmen fiilen beraber yaşadıkları kanaatine varıldığı, görülmüştür.
    Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen raporun içeriği, denetim sırasında davacının eşinin adresinde bulunması, davacının denetmene verdiği ifadede tevil yollu ikrarda bulunması, davacının yaşadığını iddia ettiği oğlu ve kızına ait adreslerin boş olması ve çocuklarının başka şehirlerde ikamet etmeleri ile tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı ve eşinin, boşandıkları süreçte de birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüne karar verilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi