22. Hukuk Dairesi 2017/26457 E. , 2019/23606 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde bakımcı olarak 01.08.2010-01.07.2014 tarihleri arasında çalıştığını, çalışma saatlerinin düzensiz olduğunu, işyeri koşullarının iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uygun olmadığını, şikayetlerin bildirilmesine rağmen işverence herhangi bir iyileştirme yapılmadığını, işi bırakmalarının söylendiğini, fazla çalışma ücretlerinin eksik ödendiğini, dini ve milli bayramalrda işlerin yoğun olduğu dönemlerde çalıştırıldığını, ancak karşılığının ödenmediğini, işveren tarafından işten çıkartıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ödenmeyen işçilik alacağının bulunmadığını, iş sözleşmesinin devamsızlık sebebi ile haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir.
İşçinin fazla çalışma alacaklarından indirim yapılması konusunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Bu indirim, dosyadaki delillerin durumu ve niteliğine göre yapılması gerekli uygun bir indirimdir. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline, işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti miktarına göre takdir edilmelidir.
Somut olayda, davacı davalı işyerinde makine bakımcısı olarak çalışmış olup, dava dilekçesinde haftanın beş günü 08.00-17.30 saatleri arasında çalıştığını, cumartesi ise 08.00-13.30 saatleri arasında çalıştığını, pazar günleri istirahat verildiğini, iş gereği çok mesaiye kaldığını, makineler arızalandığı zaman pazar günleri bile çağrıldığını, işlerin yoğun olduğuı dönemlerde dini ve milli bayramlarda da çalıştığını beyan etmiştir. Mahkemece, davacının yaptığı işin niteliği gereği fazla çalışmanın süreklilik arz etmediği, çeşitli aylara ilişkin fazla çalışma tahakkuk ettirilmesinin de söz konusu günlerde bakım ve nöbet işinin çıkmış olması nedeniyle çalışmaya delalet ettiği, dini ve milli bayramlarda çalışmanın da ispat edilemediği gerekçesiyle davacının fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verilmiştir. Davalı tarafça dosyaya işyeri giriş çıkış kayıtları ibraz edilmiş olup; bu kayıtlar ile bordroların mukayese edilmediği görülmektedir. Buna göre kayıt bulunan dönem bakımından, işyeri giriş çıkış kayıtlarına göre hesap edilecek fazla çalışma süreleri ile bordrolardaki fazla çalışma süreleri mukayese edilmeli, işveren kayıtlarının birbiri ile örtüşüp örtüşmediği değerlendirilerek, işyeri giriş-çıkış kayıtlarına göre daha fazla süre ile çalışma yapıldığının anlaşılması halinde bordrolardaki fazla çalışma tahakkuklarının mahsup edilmesi suretiyle fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması gerekmektedir. Öte yandan, davalı tarafça her ne kadar davacının bazı dönemlerde fazla çalışma karşılığında izin kullandığı iddia edilmiş ise de, Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yönetmeliğinin 6. maddesinde, fazla çalışma yapan işçinin isterse işverene yazılı olarak başvurmak koşulu ile bu çalışmalar karşılığında zamlı ücret yerine fazla çalıştığı her saat için bir saat otuz dakikayı serbest zaman olarak kullanabileceği düzenlenmiş olup; serbest zaman olarak kullandırıldığı iddia edilen bu süreler bakımından da davacı işçinin işverene yazılı olarak başvurusu yahut muvafakatinin bulunup bulunmadığı, serbest zamanının belirtilen ilkelere uygun kullandırılıp kullandırılmadığı hususunun araştırılması gerekir.
Davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmalarının da bahse konu davalı tarafça sunulan işyeri giriş-çıkış kayıtlarına göre değerlendirilerek, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığı tespit edilen günlerde bordrolarda yer alan ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkuklarının zamlı nitelikte olup olmadığı, imzasız ücret bordrolarındaki tahakkukların banka aracılığıyla ödenip ödenmediği tespit edilerek sonucuna göre davacının hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı tespit edilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.