4. Ceza Dairesi Esas No: 2016/6604 Karar No: 2020/6524 Karar Tarihi: 11.06.2020
Tehdit - konut dokunulmazlığını ihlal etme - hakaret - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/6604 Esas 2020/6524 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, suçlamaları arasında tehdit, konut dokunulmazlığını ihlal etme ve hakaret bulunan bir kişinin mahkumiyetine karar verdi. Ancak, yapılan incelemede usulüne uygun olmayan bir tebligatın yapıldığı ve verilen hükümlerin açıklanması için gerekli koşulların bulunmadığı ortaya çıktı. Bu nedenle, hükümlerin açıklanmasına ilişkin karar hukuki değerden yoksun oldu ve zamanaşımını kesemedi. Temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldü ve suçlamalar nedeniyle açılan davalar zamanaşımı nedeniyle düştü. Kanun maddeleri olarak 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 14/1. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesi, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi belirtilmiştir.
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Sanık hakkında hakaret eyleminden kurulan kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ..." nun TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE, 2-Tehdit ve konut dokunulmazlığını ihlal etme eyleminden kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyize gelince, Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 7201 sayılı Tebligat Kanununun 14/1. maddesine göre asker kişilere yapılacak tebligatın kıta kumandanı ve müessese amiri gibi en yakın üste yapılacağının belirtilmesi ve sanığın yokluğunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın askerde bulunduğundan annesi ..."ya tebliğ edildiği, bu halde usulüne uygun şekilde yapılmış bir tebligat bulunmadığı anlaşılmakla, söz konusu tebligatın usülüne uygun olarak yapılmadığı, bu nedenle sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmediği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 04/10/2018 tarih ve 2017/8-952 esas, 2018/403 sayılı kararında da açıklandığı üzere; verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmemesi nedeniyle zamanaşımının durmayacağı ve denetim süresinin başlamayacağı, denetim süresi başlamadığı için de denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlendiğinden bahsedilmeyeceği ve açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı cihetle, yerel Mahkemece verilen hükmün açıklanmasına ilişkin kararın hukuki değerden yoksun olduğu, hukuki değerden yoksun olan mahkumiyet kararının da zamanaşımını kesmeyeceği ve bu nedenle dava zamanaşımını kesen işlemin, sanığın 20/07/2010 tarihli sorgusunun olduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan zamanaşımının, son kesme nedenini oluşturan sanığın sorgu tarihi olan 20/07/2010 gününden inceleme tarihine kadar gerçekleşmesi; Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nun temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, tehdit ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından açılan kamu davalarının, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi gereğince, zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 11/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.