16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4920 Karar No: 2018/336 Karar Tarihi: 30.01.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/4920 Esas 2018/336 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2016/4920 E. , 2018/336 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden ... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "yetersiz araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulamayacağı belirtilerek; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için davacı tarafın tanıkları adlarına davetiye çıkartılarak taşınmaz başında dinlenmeleri, bundan sonra yöreyi iyi bilen el verdiğince yaşlı, yansız, yerel, uzman fen bilirkişi, tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun hükümleri uyarınca keşif yapılması, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınması, tutanak bilirkişilerinin de ayrı ayrı taşınmaz başında dinlenilmesi, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 1001 ada 1 ve 965 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, 03.08.2015 tarihli duruşmada verilen kesin süre içerisinde davacının keşif için gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığından bahisle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36. maddesinde; taraflardan her birinin dava harcını, dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama giderlerini karşılamak zorunda olduğu, davacının hakim tarafından belirlenecek süre içinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde, onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı, bu Kanun gereğince re"sen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderlerin, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanacağı hususu" düzenlenmiştir. Mahkemece bozmadan önce verilen keşif kararı uyarınca davacı tarafça önceden yatırılan gider avansından keşif ücreti karşılanmış ve taşınmaz başında keşif yapılmış böylelikle davacı iddiasını kanıtlamak bakımından dayandığı keşif delili ile ilgili yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Ancak, mahkemece usulüne uygun şekilde yapılmayan keşif sonucunda verilen önceki günlü hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Mahkemece keşfin usulüne uygun şekilde yapılmaması ve sonrasında ilk keşfin yeterli görülmeyerek re"sen keşfe karar verilmesinde davacıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığına göre, 03.08.2015 tarihli duruşma ara kararıyla hüküm altına alınan keşif giderlerinin, gerektiğinde ileride haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden karşılanması suretiyle keşif yapılması gerekirken, davacı taraftan yeniden keşif ücreti istenilmesi ve süresinde yatırılmaması nedeniyle de yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.