21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3885 Karar No: 2017/7696 Karar Tarihi: 12.10.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/3885 Esas 2017/7696 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/3885 E. , 2017/7696 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen Kuruma eksik bildirilen çalışmaaırının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 15/05/2008-30/07/2008 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/08/2008-10/08/2008 tarihleri arasında davalıya ait 36616 sicil nolu işyerinden bildirimlerinin yapıldığı, dava konusu dönem içinde yapılmış herhangi bir bildiriminin bulunmadığı, 29/07/2008 tarihinde davalıya ait otobüste muavin olarak çalıştığı esnada yaşanan trafik kazasının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen rapor ile Sosyal Güvenlek Denetmeni tarafından düzenlenen raporda iş kazası olarak kabul edildiği, iş kazasına ilişkin olarak yapılan denetimlerden sonra Kuruma verilen ek bildirge ile davacının 29/07/2008 tarihinde davalıya ait 8353 sicil nolu işyerinden 1 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacının 29/07/2008 tarihinde yaşanan trafik kazası esnasında davalıya ait otobüste muavin olarak çalıştığı sabit olup yapılan işin niteliğine göre davacının çalışmaya başladığı gün sefere çıkması hayatın olağan akışına aykırıdır. Davacının sefere çıkmaya başlamasından önce gerekli hazırlıkları yapması ve çalışma düzeni hakkında bilgi sahibi olması gerektiği dikkate alındığında davacının çalışmalarının kaza tarihinden önce başladığının kabul edilmesi gerekmektedir. Kaldı ki, kazadan sonra da 01/08/2008-10/08/2008 tarihleri arasında davalıya ait işyerinden bildirimleri yapılmaya devam edilmiştir. Bu nedenle, tanık beyanları ile dosya kapsamına göre davacının dava konusu ettiği dönemde davalı işyerinde çalıştığının kabul edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.