3. Hukuk Dairesi 2018/1326 E. , 2018/2191 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının ailesinin sürekli evliliklerine müdahale ettiklerini, davalının da buna ses çıkarmadığını, evlilik birliğine ilişkin sorumluluklarını yerine getirmediğini, en sonunda da kendisini ve çocukları evden kovduğunu, bir daha da arayıp sormadığını, ayrı yaşamada haklı olduğunu ileri sürerek; kendisi ve müşterek iki çocuğu için ayrı ayrı 400’er TL tedbir nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının iddialarının asılsız olduğunu, evlilikleri boyunca davacının çoğunlukla kendi ailesinin evinde kaldığını, tatile gideceğini söylediği halde bir daha eve dönmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi neticesinde Dairemizin 18.01.2017 tarih ve 2016/21352 E. 2017/197 K. sayılı ilamı ile " davacı kadının ayrı yaşamada haklı olduğunu ispat edemediğinden kadının tedbir nafakası isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden bu yöne ilişen sair temyiz itirazlarının reddine, çocukların ihtiyaçları, tarafların sosyal ekonomik durumları ve hakkaniyet ölçüsünde davacı yanında bulunan çocuklar lehine, uygun bir miktar nafakaya hükmedilmesi" gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise, davanın kısmen kabulüne, 2005 doğumlu müşterek çocuk ... için 250,00 TL, 2013 doğumlu müşterek çocuk ... için aylık 150,00 TL iştirak nafakası ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazı yönünden ise; dava, ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı eş ve müşterek çocuk yönünden tedbir nafakası istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair kararda reddedilen kısım nedeniyle kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 9/2.maddesinde, nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği düzenlenmiş olup, bu nedenle davalı lehine 1.980,00 TL vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiş ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve hakimin takdir yetkisi kapsamında kalmadığından, hükmün HUMK"nun 438/7 hükmü ve 6100 sayılı HMK"nun 370/2 ek 3/1 maddesi gereğince, düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 6. bendinin çıkarılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.