Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/292 Esas 2019/660 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/292
Karar No: 2019/660
Karar Tarihi: 12.02.2019

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/292 Esas 2019/660 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum edilmiştir. Sanığın bir kooperatifin şube müdürü olarak tanıtıp, Bozkurt şubesinde satış elemanı olarak çalıştığı, şube açılması söz konusu olmadığı halde ilçede şube açılacağını iddia ettiği ve yer aradığını söylediği, daha sonra tanıkın dükkanını kiraladığı, müfettişlerin denetim yaptığını söyleyerek senet imzalattığı, senetlerin birini hakkında mahkumiyet kararı verilen bir kişiye, diğerini ise hakkında mahkumiyet kararı kesinleşen başka bir kişiye borçlu göstererek icra takibi başlattığı anlaşılmıştır. Sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Sanık ve diğer sanık hakkında açılan davaların vekalet ücretine ilişkin olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun belirttiği gibi, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin edilemeyeceği hükmü uygulanarak vekalet ücreti hükmolunmuştur. Mahkeme kararı, sanığın suçlu olduğu sonucuna varmıştır ve karar onanmıştır.
Kanun Maddeleri:
-TCK’nın 204/1 maddesi: Resmi belgede sahtecilik suçunu düzenlemektedir.
-TCK’nın 43 maddesi: Suçun işleniş şekline göre cezanın artmasını veya azalmasını düzenlem
15. Ceza Dairesi         2019/292 E.  ,  2019/660 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Sanık hakkında TCK"nın 204/1, 43, 62 ve 53. Maddeleri gereğince mahkumiyet


    Resmi belgede sahtecilik suçundan, sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılanlar vekili ve sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü,
    Sanık ...’in,... Kooperatifi Bozkurt şubesinde satış elamanı olarak çalışmasına rağmen, etrafa kendisini kooperatifin şube müdürü olarak tanıttığı, ardından Baklan’da oturan katılan ...’nin yanına gidip, kooperatifin şube açması söz konusu olmadığı halde, ilçede şube açılacağını, bunun için yer aradıklarını söylediği, daha sonra ise tanık ...’ya ait dükkanı kiraladığı, katılan ...’nin de bu dükkanda çalışmaya başladığı, sanık ...’in birkaç kez katılan ...’ye satması için yem getirdiği, bir süre sonra sanık ...’in, müfettişlerin denetim yaptıklarını, şubede açık olduğunu, bu nedenle kendisiyle sözleşme imzalamaları gerektiğini söylediği, buna inanan katılan ...’ye kooperatife ait belgeler arasında yer alan suça konu iki adet boş senedi imzalattırdığı, bu senetlerden birini de orada bulunan katılan ...’a daha önce aldığı malzemelere ilişkin olduğunu söyleyerek imzalattırdığı, bir süre sonra sanık ...’in dükkanda bulunan malzemeleri toplayarak ilçeden ayrıldığı, ardından katılan ... tarafından imzalanan suça konu boş senedin, sanık ...’in yeğeni olan ve hakkında verilen mahkumiyet hükümleri kesinleşen diğer sanık ...’e 25.000 TL borçlu olacak şekilde doldurulup, İcra Müdürlüğü aracılığı ile katılan ... hakkında 16/10/2006 tarihinde icra takibi başlatıldığı, yine katılanlar tarafından imzalanan suça konu diğer boş senedin ise sanık ...’in akrabası olan ve hakkında verilen mahkumiyet hükümleri kesinleşen diğer sanık Veli’ye 20.000 TL borçlu olacak şekilde doldurulup İcra Müdürlüğü aracılığıyla katılanlar hakkında 21/02/2007 tarihinde icra takibi başlatıldığı, sanıkların suçtan kurtulmaya yönelik soyut savunmaları, katılan ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmünde her hangi bir isabetsizlik görülmemiş olup,
    Sanıklar hakkında açılan ve Daire’mizin 13/02/2018 tarihli ilamı ile de bir kısım suçları onanarak kesinleşen mahkeme hükmünde, katılanlar lehine ve sanık aleyhine olacak şekilde vekalet ücreti hükmedilmiş olması, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/10/1978 tarih ve 2/324-350 sayılı kararında belirtildiği üzere; vekalet ücretinin tayininde esas ilke olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasının değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedinin esas alındığı, buna göre, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin ve takdiri mümkün bulunmaması karşısında, tebliğnamede vekalet ücreti yönünden bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ...’in suçun sübut bulmadığına ve katılanlar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 12/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.