Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/522
Karar No: 2018/5470
Karar Tarihi: 11.09.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/522 Esas 2018/5470 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/522 E.  ,  2018/5470 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 29.04.2014 gününde verilen dilekçe ile tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _ K A R A R _

    Dava, inanç sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, davacı ... ile davalının, 350 ada 8 parsel sayılı taşınmazın paydaşları olduğunu, davalının ise davacılardan Erkan"ın eski kayınvalidesi olduğunu, davacı ..."ın, dava konusu 350 ada 8 parsel sayılı taşınmaza tevhit işlemi ile ilave edilen 55 m2"lik kısmını, dava dışı ..."dan satın aldığını, ne var ki davacı ..."ın, o zamanlar kayınvalidesi oluşu ve harcamalarının ortak oluşu nedeniyle davalıya güvendiğinden alınan bu kısmın ... kaydının davalı üzerine yapıldığını, bilahare taşınmaz üzerine davacı ... ve davalı tarafından parası eşit olarak ödenmek suretiyle prefabrik yapı yapıldığını, davacı ... ile eşinin boşanması nedeniyle kendisinin satın almış olduğu 55 m2"lik kısmın ... kaydının adına yapılması talebi ile bu taşınmaz üzerine eşit şekilde ödeme yapılmak suretiyle yaptırılan prefabrik yapının bedelinin, davalı tarafça davacı ..."a verilmediğini ileri sürerek; dava konusu taşınmazdaki davalı adına kayıtlı 1615/2680 paydan 650/2680 payın iptali ile davacı ... adına tescilini ve taşınmaz üzerindeki prefabrik yapının mülkiyetinin 1/2 pay oranında davacı ..."a ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davacılar vekili, 01.04.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmazın 55 m2"sine tekabül eden kısmının değeri olan 6875,00TL ile taşınmaz üzerindeki prefabrik yapının değerinin yarısına tekabül eden 14959,00 TL tazminatın yasal faiziyle davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davacı ... yönünden davanın usulden reddine, davacı ... yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı ... vekili temyiz etmiştir.
    İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.
    İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.
    İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır.
    İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
    İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
    Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) “delil başlangıcı”niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nın 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
    Yazılı delil veya “delil başlangıcı” yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m.188) yemin (HMK m.225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacı, ... kaydında eski kayınvalidesi olan davalı adına taksim suretiyle oluştuğu görünen dava konusu 350 ada 8 parsel sayılı taşınmaza tevhit suretiyle ilave edilen 55 m2"lik kısmının gerçekte kendisi tarafından bedeli ödenmek suretiyle dava dışı ..."dan satın almış olduğundan kendisine ait olduğunu, bu kısmı satın aldığı dönemde davalının, kendisinin kayınvalidesi olup güvendiğinden taşınmazın ... kaydının davalı adına yapıldığını ve ifraz edilerek davalı adına taşınmazda 1615/2680 pay tescil edildiğini, taşınmazdaki prefabrik yapının, bedelinin davalı ile eşit şekilde ödenmesine rağmen davalının bugüne kadar kendisine isabet edecek paya ilişkin tapusunu devretmediğini, prefabrik yapı için ödediği paranın kendisine verilmediğini ileri sürmüştür.
    Ne var ki; davacı ... iddialarını yazılı delil veya delil başlangıcı ile kanıtlayamamıştır. Ancak, dava dilekçesinde delilleri arasında “yemin” demek suretiyle açıkça yemin deliline de dayanmış olduğundan bu hakkı hatırlatılmalı, davacının bu hakkını kullanması, davalının da yemin etmesi veya yeminden kaçınması durumuna göre değerlendirme yapılarak, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi