Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1978
Karar No: 2018/13827
Karar Tarihi: 24.10.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/1978 Esas 2018/13827 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/1978 E.  ,  2018/13827 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, BEDEL

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, mirasbırakanları ..."nın 10.11.1996 tarihinde ... 1. Noterliğinin 03.07.1995 tarihli vekaletnamesi ile ... hudutları dahilindeki tüm taşınmazları üzerinde işlem yapmak, alıp satmak hususlarında davalılardan ..."a yetki verdiğini, davalı ...’in almış olduğu vekaletname ile dava konusu 3699 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki murisin hissesini 21.05.1998 tarihinde diğer davalı ...’ye satış yolu ile temlik ettiğini, ölüm ile geçersiz hale gelen vekaletname ile yapılan işlemlerde yolsuz tescil durumunun söz konusu olduğunu, davalı ...’nin de bu durumu bildiğini ve kötü niyetli olduğunu, satış bedelini de ödemediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde şimdilik 50.000 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı ..., davacıların iddialarının zamanaşımına uğradığını, söz konusu taşınmazda davacıların murisine ait hisseyi diğer davalıdan vekaletname ile 21.05.1998 tarihinde bedelini ödemek sureti ile iyiniyetli olarak satın aldığını, davacıların murislerinin ölümünden haberdar olmadığını, satın aldığı taşınmazın bedelinin tamamını ..."a ödediğini, diğer davalı ..., yapılan satışlar ile ilgili ...’nın ... . Bankası hesabına 25/4/1996 tarihinde 1,025,000,000 ETL para aktarıldığını, yine 25/5/1998 tarihinde de 954,000,000 ETL ödeme yapıldığını, dava konusu taşınmazın haricinde murise ait başkaca taşınmazların da tarafından satıldığını, murisin öldüğünü bilmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, muris ... adına kayıtlı dava konusu taşınmazdaki hissesinin davalı ... tarafından murisin 10/11/1996 tarihinde ölmesine rağmen, ölümünden sonra 21/5/1998 tarihinde davalı ..."a temlik edildiği, vekaletnamede murisin ölümünden sonra satış yetkisinin verilmediği, ölüm ile birlikte vekaletin sona erdiği, davalının iyi niyet savunmasının yolsuz tescil olduğundan dinlenemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, ... Bölge Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 25.01.2017 tarihli ilamı ile, mahkemece yapılan yargılama sonucunda yolsuz tescil nedeni ile davacıların miras hisseleri oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    -KARAR-

    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı ..."ın yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.50.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına, 24.10.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    -KARŞI OY-

    Dava, vekaletin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ..."nın 03.07.1995 tarihinde davalı ..."a satış yetkisi de içeren genel vekaletname verdiğini, vekilin 21.05.1998 tarihinde mirasbırakanın verasette iştirak halinde ortak olduğu 3699 ada, 2 parsel sayılı taşınmazla birlikte dava dış taşınmazlardaki miras payını, davalı ..."ye sattığını, temlik tarihinde mirasbırakanın ölü olduğunu, geçersiz vekaletname ile davalıların birlikte hareket ederek temliki gerçekleştirdiklerini ileri sürere,k davalı adına olan tapunun iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
    Davalı ..., satış bedelini 25.04.1996 tarihinde ..."nın ... Bankası hesabına 1.025.000.000 ETL olarak aktardığını, 25.05.1998 tarihinde de satış bedeli olarak 954.000.000 ETL ödeme yapıldığını, mirasbırakanın ölümünden bilgisi olmadığını bildirmiş, davalı ..., davalı ..."in tüm paydaşların paylarını satın alıp bedelini ödediği ve satış için de vekalet aldığını bildirmesi üzerine taşınmzların satışı konusunda anlaştıklarını, davacıların mirasbırakanı ile birlikte tüm paydaşların paylarını satın alıp taşınmaz bedelini emlak işi yapan vekil ..."a ödediğini, davacılar mirasbırakanını tanımadığın,ı işlem tarihinde ölü olduğunu bilmediğini, bilmesinin de mümkün olmadığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, vekil edenin ölümünden sonra vekaletname kullanılarak yapılan temlikin yolsuz olduğu, iyiniyet savunmasının da dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davalı ..."nin istinaf başvurusu esastan reddedilmekle, karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacıların mirasbırakanı ... oğlu ..."nın 10.11.1996 tarihinde ölümü üzerine, mirasçıları olarak eşi ..., çocukları ... ve ... ile kendisinden önce ölen kızı ..."nin çocukları ..., ... ve ..."nin mirasçı olarak kaldıkları, mirasçılar tarafından açılan davanın yargılaması sırasında, davacı ..."in 09.10.2015 tarihinde ölümü üzereine mirasçıları ..., ..., ... ve ..."nın 02.11.2015 tarihli vekaletname ile davaya katıldıkları anlaşılmaktadır.
    ... 1. Noterliğinin 03.07.1995 tarihli vekaletnamasiyle, ... oğlu ..."nın ... İlçesi ve İlçe hudutları ile merkez ilçe hudutlarında bulunan taşınmazlardaki miras hak ve hisselerinin tapuda intikalinin yapılması ve satışı için davalı ..."u vekil tayin ettiği, aynı Noterliğin 06.11.1995 tarihli ek vekaletnamesiyle, önceki vekaletteki yetkilere ilaveten ... köyü 5010 ada, 6 parsel sayılı taşınmazdaki miras payının intikali ve satışı için de davalı ..."in yetkilendirildiği saptanmıştır.
    Dosyadaki tapu kayıtları ve işlemlere esas dayanak belgelerden, dava konusu 2 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 3697 ada, 8,9,10 ve 3687 ada, 1 parsel sayılı taşınmazlar paydaşları ... ."nın 10.02.1926, ..."nın 05.04.1970, ..."nın 18.12.1992 tarihinde ölümleri nedeniyle mirasçılar adına intikal için 10.03.1998 tarihinde vekil ..."un başvurusu üzerine, aynı gün bir sonraki işlemle, diğer taşınmazlarla birlikte 2 parsel sayılı taşınmaz müşterek mülkiyete çevrilerek, 16/160 payın ..., 144/160 payın verasette iştirak halinde ..., ..., ..., ..., .., ..., ..., ..., ...ve ... adına tescil edildiği, 21.05.1998 tarihinde dava dışı 3697 ada 10 parsel ve 343 m2 miktarlı arsa vasıflı dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazın, verasette iştirak halinde maliklerden ..., ... vekili ... ve diğer maliklerin bizzat katılımıyla, 3.240.000.000 TL bedelle davalı ..."a satıldığı, davalı ..."nin 14.12.1999 tarihli inşaat ruhsatıyla taşınmaz üzerine dubleks bina inşa ettiği halen ana okulu olarak kullanıldığı, tapu kayıt malikinin davalı olduğu tespit edilmiştir.
    Davalılar, işlem tarihinde davacıların mirasbırakanı ..."nın ölü olduğunu bilmediklerini savunmuşlar ayrıca vekalet verildikten sonra 25.04.1996 tarihinde vekil ... tarafından ..."nın ... Bankası hesabına 1.025.000.000 ETL, temlikten sonra 25.05.1998 tarihinde de aynı hesaba 954.000.000 ETL satış bedelinin ödendiğine ilişkin havale belge asıllarının ön inceleme duruşmasında vekil ... tarafından ibraz edilerek dosyaya konulduğu, bu belgelere davacıların itiraz etmedikleri belirlenmiştir.
    Bilindiği üzere; Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve aynı yasanın 506. maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir.Davacıların mirasbırakanı ... oğlu ..."nın 10.11.1996 tarihinde ölümü üzerine, mirasçıları olarak eşi ..., çocukları ... ve ... ile kendisinden önce ölen kızı ..."nin çocukları ..., ... ve ..."nin mirasçı olarak kaldıkları, mirasçılar tarafından açılan davanın yargılaması sırasında, davacı ..."in 09.10.2015 tarihinde ölümü üzereine mirasçıları ..., ..., ... ve ..."nın 02.11.2015 tarihli vekaletname ile davaya katıldıkları anlaşılmaktadır.
    ... 1. Noterliğinin 03.07.1995 tarihli vekaletnamasiyle, ... oğlu ..."nın ... İlçesi ve İlçe hudutları ile merkez ilçe hudutlarında bulunan taşınmazlardaki miras hak ve hisselerinin tapuda intikalinin yapılması ve satışı için davalı ..."u vekil tayin ettiği, aynı Noterliğin 06.11.1995 tarihli ek vekaletnamesiyle, önceki vekaletteki yetkilere ilaveten Doğanlar köyü 5010 ada, 6 parsel sayılı taşınmazdaki miras payının intikali ve satışı için de davalı ..."in yetkilendirildiği saptanmıştır.
    Dosyadaki tapu kayıtları ve işlemlere esas dayanak belgelerden, dava konusu 2 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 3697 ada, 8,9,10 ve 3687 ada, 1 parsel sayılı taşınmazlar paydaşları ... ."nın 10.02.1926, ..."nın 05.04.1970, ..."nın 18.12.1992 tarihinde ölümleri nedeniyle mirasçılar adına intikal için 10.03.1998 tarihinde vekil ..."un başvurusu üzerine, aynı gün bir sonraki işlemle, diğer taşınmazlarla birlikte 2 parsel sayılı taşınmaz müşterek mülkiyete çevrilerek, 16/160 payın ..., 144/160 payın verasette iştirak halinde ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ... ve ... adına tescil edildiği, 21.05.1998 tarihinde dava dışı 3697 ada 10 parsel ve 343 m2 miktarlı arsa vasıflı dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazın, verasette iştirak halinde maliklerden ..., ... vekili ... ve diğer maliklerin bizzat katılımıyla, 3.240.000.000 TL bedelle davalı ..."a satıldığı, davalı ..."nin 14.12.1999 tarihli inşaat ruhsatıyla taşınmaz üzerine dubleks bina inşa ettiği halen ana okulu olarak kullanıldığı, tapu kayıt malikinin davalı olduğu tespit edilmiştir.
    Davalılar, işlem tarihinde davacıların mirasbırakanı ..."nın ölü olduğunu bilmediklerini savunmuşlar ayrıca vekalet verildikten sonra 25.04.1996 tarihinde vekil ... tarafından ..."nın ... Bankası hesabına 1.025.000.000 ETL, temlikten sonra 25.05.1998 tarihinde de aynı hesaba 954.000.000 ETL satış bedelinin ödendiğine ilişkin havale belge asıllarının ön inceleme duruşmasında vekil ... tarafından ibraz edilerek dosyaya konulduğu, bu belgelere davacıların itiraz etmedikleri belirlenmiştir.
    Bilindiği üzere; Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve aynı yasanın 506. maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir.
    Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK"nin 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Ayrıca; Türk Borçlar Kanununun 43 ve 513 maddeleri gereğince aksi kararlaştırılmış olmadıkça veya işin mahiyeti icabı olduğu anlaşılmadıkça ölüm ile vekalet akdi son bulur.
    Yukarıda belirtilen somut olgular ve ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, satış işleminin miras bırakan ..."in sağlığında başladığı, satış bedeli olarak 25.04.1996 tarihinde mirasbırakanın ... Bankası banka hesabına yapılan ve temlikten sonra 25.05.1998 tarihinde aynı banka hesabına yapılan ödemelere davacıların itiraz etmediği, 1996 yılında başlayan satış işleminin sonuçlandırılması için vekil ..."in 10.03.1998 tarihinde mirasçılar adına intikal işlemini yaptırdığı, 21.05.1998 tarihinde de diğer paydaşların bizzat, paydaş ..."e vekaleten de vekil ..."in katılımı ile davalı ..."ye tapuda temlikin yapıldığı, devir tarihinde vekil eden "in ölü olduğunu davalıların bildiği ve zararlandırma kastıyla çıkar ve işbirliği içinde birlikte hareket ettiklerinin davacılar tarafından kanıtlanamadığı düşüncesindeyiz.
    Kabule görede; davacı ... oğlu "in yargılama sırasında öldüğü ve mirasçılarının davaya katıldığı, TMK"nun 28. maddesi gereğince ölümle kişiliğin son bulduğu gözetilmeden ölü kişi adına tescil kararı verilmeside doğru değildir.
    Hal böyle olunca, belirtilen nedenlerle davanın reddi gerektiğini düşündüğümüzden, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Daire kararının bozulması görüşünde olduğumuzdan çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi