Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18386
Karar No: 2018/13821
Karar Tarihi: 24.10.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/18386 Esas 2018/13821 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Tapu iptali ve tescil davası sonucunda davalının tapuda yapılan temlik işleminin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak yapılan temlik işleminin gerçek yönünün, miras bırakanın asıl irade ve amacının ortaya çıkarılması gerektiği belirtilmiş ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Mahkeme kararında, miras muvazaası hukuksal nedenine ve mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için gerçekte bağışlamak istendiği tapulu taşınmazın, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklanması şeklinde oluşan muvazaanın niteliği açıklanmıştır. Mahkeme kararında belirtilen kanun maddeleri ise, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesidir.
1. Hukuk Dairesi         2015/18386 E.  ,  2018/13821 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ..."nun 5794 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu bağımsız bölümünün intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini satış göstermek suretiyle davalıya temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, dava konusu taşınmazı 38.000 TL bedel karşılığında satın aldığını, taşınmaz bedelini murise elden ödediğini, murisin yıllarca tek başına yaşadığını, çocuğunun olmadığını, kendisinin mirasbırakana ölene dek 6-7 yıl boyunca kendi evinde, annesi gibi baktığını, ilgilendiğini, bu durumu davacıların da bildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, yapılan temlik işleminin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 1923 doğumlu mirasbırakan ...’nun 17.01.2013 tarihinde dul ve çocuksuz olarak öldüğü, geriye mirasçı olarak kendisinden önce 2005 yılında ölen kardeşi ...’ın çocukları olan davacılar ... ve ... ile yine kendisinden önce 1992 yılında ölen kardeşi ...’in davacı çocukları ... ve ...’nın kaldıkları, çekişme konusu 5794 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu bağımsız bölümün muris ... tarafından intifa hakkı üzerinde bırakılmak sureti ile davalı ...’e satıldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Hemen belirtilmelidir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de, Ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı hususlarının araştırılmasında ve satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun(HMK) 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.
    Somut olayda, yukarıda değinilen ilke ve olgular tüm dosya içeriği ile birlikte değerlendirildiğinde,mirasbırakan ...’nun amacının mirastan mal kaçırma olmadığı, kendisinin yaşlılığı döneminde 6-7 yıl boyunca evine alarak tüm bakım ve gözetimi ile ilgilenen davalıya minnet duygusu ile dava konusu taşınmazı devrettiği, bu hususun mahkemenin de kabulünde olduğu, davacıların mirastan mal kaçırma yönündeki iddialarını kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi