13. Hukuk Dairesi 2016/12285 E. , 2017/11182 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ... Gayrımenkul Yatırım A.Ş. Vekili avukat ...geldi. Davacı taraftan gelen olmadı. Davacı vekili avukat ..."ün ... İş Mahkemesinde Duruşması olması sebebiyle duruşmaya katılamıyacağını bildirir mazeret dilekçesi gönderdiğinin görülmesiyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıların 3 nolu parselde inşaa ettiği ihlas ... evleri projesinden A blok 26 nolu daireyi 2.5.2010 tarihinde satın aldığını, 2011 yılı sonunda da teslim edildiğini, eksik ve ayıplı imalatların tespit raporu ile belirlendiğini, ihtara rağmen bu eksik ve ayıpların da giderilmediğini ileri sürerek, fazla hakları saklı kalarak 2.000 TL. bedel indiriminin dava tarihinden yasal faizi ile ödetilmesine karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini artırmıştır.
Davalılar, ayıplı ve kusurlu imalatın bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, 2.000 TL.nin dava tarihinden, 25.640,63 TL.nin ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... Gayrimenkul AŞ. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, satın aldığı dairedeki eksik ve ayıplı imalatlar nedeni ile satış bedelinden bedel indirimi talebinde bulunmuştur. Mahkemece davacı dairesi ile ortak alanlardaki eksik ve ayıplı imalatların bedeline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ayıp ve kusurlu imalatlar nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Bu metoda göre satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda da, dava konusu dairenin 2.5.2010 tarihinde satın alındığı gözetilerek, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. O halde mahkemece bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, satış tarihi olan 2.5.2010 tarihi itibariyle dairenin ayıpsız değeri ile ayıplı değeri, ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenmelidir. Açıklanan husus gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, temyiz eden davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince temyiz edilen kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.