MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalıların kat maliki ve sigortalılarının kiralayanı olduğu binanın ana gider hattında kullanıma bağlı oluşan tıkanmalar nedeniyle pis suların geri teptiğini ve sigortalı işyerinde emtea ve demirbaş hasarına neden olduğunu, sigortalıya tazminatı ödeyip haklarına halef olduklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.564,77 TL tazminatın ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ..., davacı sigortalısının kiracı olarak kullandığı işyerinin gider hattına tekstil malzemelerinin atılması nedeniyle oluşan tıkanma sonucu suların geri teptiğini, bina ortak gider hattında tıkanma olmadığını ve hasarın sigortalının şahsi kusurundan kaynaklandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacıya sigortalı işyerinin birinci katındaki tıkanma nedeniyle bodrum kata sızan sular sonucu hasarın oluştuğu ve davalılara ait taşınmazlar için ana rögara ayrı ayrı pimaş borularla bağlantı yapıldığı, hasarın oluşmasında davalıların kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davaya konu edilen dahili su hasarının oluş sebebi ile hasarın oluşmasındaki kusurluların tespiti bakımından alınan 09.04.2012 tarihli bilirkişi raporu gereği, davalıların kat maliki olduğu taşınmazların atık su gider borularının, davacı sigortalısının gider hattından ayrı olduğu ve davalıların kusursuz olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hükme esas alınan 09.04.2012 tarihli bilirkişi raporu, raporun düzenlendiği tarih itibariyle tesisatın mevcut durumuna ilişkin tespite göre düzenlenmiş olup; davaya konu hasar tarihinde de tesisatın aynı durumda olması ihtimalinde, davalıların kusursuz olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Davaya konu edilen dahili su hasarının oluştuğu tarihin 31.12.2009 olduğu ve hasardan sonraki yaklaşık 2,5 yıllık süre içinde tesisatta değişiklik yapılmış olabileceği; davacının aldığı 25.02.2010 tarihli eksper raporunda, sigortalı yer ile davalı dairelerinin atık su tesisatlarının binanın ön cephesine yakın bir bölümde (fakat bina içinde) atık su ana hattına bağlandığı, ana gider hattından geri tepen suların sigortalı yerde hasara neden olduğu tespitlerinin yapıldığı; anılan eksper raporunda, İSKİ iş emri ile olaya müdahale edildiği tespiti yapıldığı halde, 31.12.2009 tarihli İSKİ iş emrinin dosyada bulunmadığı; anılan bu belgenin, olay tarihindeki tesisatın durumu konusundaki tespiti kolaylaştıracağı dikkate alındığında, varsayımsal olarak kusur ve sorumluluk tespiti yapan yetersiz rapora göre karar verilmesi, eksik inceleme mahiyetindedir.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; hasarın oluştuğu binaya ait atık su tesisat projesinin (olay tarihini de kapsayacak biçimde) ve dava dışı İSKİ Genel Müdürlüğü tarafından olaya müdahale için düzenlenen 31.12.2009 tarihli iş emri belgesinin ilgili yerlerden getirtilmesi; daha sonra, temin edilen belgeler ile davacının aldığı 25.02.2010 tarihli eksper raporunda yapılan tespitler de dikkate alınarak, dahili su hasarının oluş sebebinin net biçimde belirlenmesi için, konusunda uzman başka bir bilirkişiden gerekçeli, ayrıntılı, denetime elverişli bir rapor alınarak davalıların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeyle yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.