23. Ceza Dairesi 2015/5250 E. , 2015/5208 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hayvan ticareti yapan ve kardeşi ..."ın sürücü belgesi ile gezen sanığın, 16.11.2006 tarihinde mağdur ..."dan isminin ... olduğunu söyleyerek hayvan satın aldığı ve satım bedelinin karşılığında ise ... ve ..."e ait işyerinden 05.10.2006 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle çalınan keşidecisinin .... Tic. Ltd. Şti olan 30.01.2007 keşide tarihli ve 16.700 TL bedelli ve 28.12.2006 keşide tarihli ve 13.700 TL. bedelli çekleri kardeşi olduğunu beyan ettiği ... adına ciro etmek suretiyle mağdura verdiğinden dolandırıcılık, sahtecilik ve başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda;
1-Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Oluşa, sanığın savunmasına, katılan ile tanıkların aşamalardaki beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; kardeşi ..."ın sürücü belgesi ile gezip kendisini ... olduğunu söyleyerek mağdurdan satın almış olduğu hayvanlar karşılığında suça konu çalıntı çekleri satım bedeli olarak mağdura ciro eden ve suç soruşturması nedeniyle yakalandığında ..."ın kimlik bilgilerini kullandığı sabit olan sanığın, eyleminin başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 58/6-7. maddeleri gereğince mükerrirler hakkındaki infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 58/6-7. maddeleri gereğince mükerrirler hakkındaki infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni görülmemiş olup,
Sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suça konu çeklerdeki imza ve yazıların sanığın, keşidecinin ve sanığın çekleri aldığını beyan ettiği mahkemece açık kimliği tespit edilen İlhan Şenol"un el ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ve inceleme yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a- Sanığın 16.09.2010 tarihli duruşmada; suça konu çeklerin bedelinin kendisi ve babası tarafından ödendiğini beyan etmesi karşısında katılan ... ile sanığın babasının duruşmaya çağrılarak suça konu çeklerin bedelinin ödenip ödenmediği hususunun sorularak ve sanık aleyhine suça konu çeklerdeki borç ile ilgili icra takibi yapılmış ise icra takip dosyasının getirtilip incelenerek sonucuna göre TCK 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının kararda tartışılmamış olması,
b- 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
c- Sanık hakkında TCK"nın 158/1-f,son maddesi gereğince hüküm kurulurken belirlenen temel gün adli para cezasının elde edilen menfaatin iki katından az olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son madde hükmü uyarınca sonuç ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 15/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.