17. Hukuk Dairesi 2018/5755 E. , 2019/6779 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Davacı ... ile davalı ... arasındaki tazminat davasına ilişkin davadan dolayı, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti"nce verilen 23.10.2016 tarih ve 2016/2795 sayılı karara karşı, davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi"ne yapılan istinaf başvurusu üzerine, ... Hukuk Dairesi"nce verilen 21.06.2018 gün ve ... sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosyadaki kağıtlar okundu gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davaya konu olay tarihi itibariyle trafik sigortası bulunmayan aracın, davacının idaresindeki motorsiklete çarpmasıyla oluşan kazada ağır biçimde yaralanan davacının işgöremez hale geldiğini, tedavi ve bakıcı gideri yapmak zorunda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 42.000,00 TL. maddi tazminatın 03.03.2016 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 25.07.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle, maluliyet tazminatı taleplerini 242.411,65 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, zarara sebep olan araç tescilsiz ve trafikten çekilmiş olduğundan, sigortanın bulunmadığı gerekçesiyle davalıya husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 3.353,15TL
geçici işgöremezlik ve 239.058,50 TL. sürekli işgücü kaybı olmak üzere toplam 242.411,65 TL. maddi tazminatın 03.03.2016 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; bakıcı ve tedavi gideri talebinin reddine dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itiraz edilmiş; Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazının kısmen kabulüne ve tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması ile yeniden hüküm tesisi suretiyle, davanın kısmen kabulüne ve 181.808,70 TL. maluliyet tazminatın 03.03.2016 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; bakıcı ve tedavi gideri talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi tarafından; davalıya husumet yöneltilmesine neden olan aracın, davaya konu kazadan önce değil dava konusu kaza nedeniyle trafikten men edildiği, İtiraz Hakem Heyeti kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, trafik sigortası bulunmayan aracın sebep olduğu bedensel zarar nedeniyle davalı ..."na husumet yöneltmiş; davalı taraf, trafikten çekilmiş ve tescilsiz olan araç nedeniyle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi"nce, ... Emniyet Müdürlüğü"nün 28.05.2018 tarihli cevabi yazısı gereği, davalıya husumet yöneltilmesine neden olan araç, davaya konu kazadan önce değil dava konusu kaza nedeniyle trafikten men edildiğinden davalının zarardan sorumlu olduğu kabul edilerek davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 21/1. maddesinde "tescil edilen araçlar, tescil belgesi ve tescil plakası alınmadan karayollarına çıkarılamaz" düzenlemesine; aynı Kanun"un 23/2. maddesinde ise "araç tescil belgesini araçta bulundurmayan veya tescil plakasını monte edilmesi gereken yerin dışında farklı bir yere takan sürücülere 92 Türk Lirası idari para cezası verilir. Araç bilgileri doğrulanıncaya ve plaka uygun yere takılıncaya kadar araç trafikten men edilir" düzenlemesine yer verilmiştir.
Diğer taraftan; ..."na başvurulabilecek halleri düzenleyen 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 14/2-b maddesi ve ... Yönetmeliği"nin 9/1-b maddesi
gereği, ..."nın sorumluluğu için, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu bulunduğu halde, bu sigortası yapılmamış olan bir aracın, 3. kişinin zararına sebep olması gerekmektedir. Zorunlu olan trafik sigortasının yaptırılması bakımından da her şeyden önce, sigortası yapılacak aracın kanun kapsamında kalan tescilli bir araç olması gereklidir.
Davacı tarafın zarara sebep olduğunu iddia ettiği ... plakalı araca ait, kaza (05.11.2015) tarihinde çıkartılan "araç özet bilgileri" başlıklı belgenin 31.10.2007 tarihli diğer bilgiler kısmında, aracın 14.12.2011 tarihinde trafikten çekilerek tescilinin silindiği kaydının bulunduğu; yine, kaza tespit tutanağında trafikten çekili bu aracın davacının idaresindeki motorsiklete çarptığı şeklinde kazanın anlatıldığı görülmektedir. BAM tarafından esas alınan 28.05.2018 tarihli belgede de, ... plakalı aracın, tescil belgesi ve tescil plakası alınmadan karayoluna çıkarılmış olması nedeniyle, KTK"nun 21. maddesi gereği trafikten men edildiği ve şerhin 05.11.2015 (kaza) tarihinde kayda işlendiği bildirilmiştir. Anılan bu belge dahi, aracın kazadan önce tescil belgesinin bulunmadığı ve kaza yapması üzerine bu durumun tespit edilip aracın trafikten men edildiği izlenimi yaratmaktadır. Bu itibarla, davalıya husumet yöneltilmesine neden olan aracın tescilsiz araç olup olmadığına ilişkin olarak yapılan araştırma yetersizdir.
Açıklanan vakıalar karşısında; davalı ..."na trafik sigortasız aracın neden olduğu zarar iddiası ile husumet yöneltildiği, ..."nın sorumluluğunun ancak ZMSS yaptırabilecek tescilli bir araç bulunması halinde sözkonusu olabileceği, davalıya husumet düşüp düşmediğinin doğru biçimde tespit edilmesinin gerekliliği ve bu hususun re"sen gözetileceği dikkate alınmak suretiyle; kazaya karışan ... plakalı araca ait trafik tescil dosyasının tamamının (aracın ilk tescil kaydından itibaren) ilgili merciden getirtilmesi ile 14.12.2011 tarihinde aracın tescil kaydının silinme sebebinin ve bu tarihten sonra yeniden tescilinin yapılıp yapılmadığının saptanması ile davalının hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, anılan hususlar için yeterli araştırma yapılmadan karar verilmesi ve hukukun yanlış uygulanması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına; aynı Kanun"un 373/1 maddesi uyarınca, dosyanın ilk derece mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.