11. Hukuk Dairesi 2019/1897 E. , 2020/652 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/02/2019 tarih ve 2014/55-2019/14 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalının aynı alanda faaliyet gösterdiğini, damacanalarda satılan sular için plastik pompa imalatı yaptığını, dava dışı kurumdan "Damacanalarda kullanılan pompalar için kilitleme düzeneği ve uzunluğu ayarlanabilir emiş borusu" konulu faydalı modeli adına tescil ettirdiğini, ceza mahkemesine başvurarak "uzunluğu ayarlanabilir emiş borularının" toplatılması kararı aldırdığını, müvekkilinin 9.720 takım boru ile bu boruların üretiminde kullanılan kalıplarına el konulduğunu, faydalı model konusunun asla faydalı model belgesine konu olmayacak ürün olduğunu, davalının bilerek faydalı model belgesi aldığını, şikayet hakkını da kötüye kullanarak müvekkilinin maddi ve manevi zararına neden olduğunu ileri sürerek, 40.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin faydalı modelinin yeni olduğunu, yapılan işlemlerin yasal dayanakları bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, dava konusu üründe yenilik bulunmadığı, buluşun kullanıldığı pek çok ürünün hali hazırda piyasada başka firmalarca da üretildiğinin belirlendiği, somut olayda da faydalı model alan davalının basiretli davranmadığı ve taşkın tedbir işleminden doğan zarardan sorumlu olduğu, alınan rapora göre davacının haksız el koyma nedeniyle 30.564,68 TL ve bu döneme ilişkin yoksun kalınan kazancın ise 7.773,68 TL olduğu, aradan geçen zaman karşısında hayatın olağan akışına göre ihtiyaçlar, ürünler, insan tüketim alışkanlığı ve teknoloji değiştiğinden borular ve kalıpların ziyan olduğunun kabulü gerektiği, haksız eyleme bağlı olarak davacı şirketin manevi tazminat talep etme hakkı da bulunduğu, yasal şartlara uymayan faydalı modeli tescil ettirip, haksız tedbir talep edip, uygulama eyleminin boyutları, sonuçları, zaman içinde devam eden ticari baskı dikkate alınarak, TTK 56/1-e ve TBK 58. maddedeki şartlar bulunduğundan takdiren 10.000 TL manevi tazminatın uygun olacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, 38.338,36 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, tescilli faydalı model belgesinden doğan hakların korunması amacıyla yapılan suç duyurusuna bağlı olarak uygulanan arama ve el koyma nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı vekili, 9.720 adet su emiş borusu ve bu ürünlerin üretilmesine yarayan kalıba el konulması nedeniyle kalıp ve ürünlerin kullanılamaz hale geldiğini, el koyma işlemi ile işbu dava tarihi arasında satış yapılmaması nedeniyle elde edilmesi muhtemel kardan yoksun kalındığını ileri sürerek, 40.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 16/07/2018 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak el konulan ürünlerin ambalajları ile birlikte değerinin 4.374 TL olduğu, bu miktarın 1 yıl için yoksun kalınan kazanca esas alınması ile ürünlere el koyma tarihinden dava tarihine kadar olan süreçte 12.564,68 TL kâr kaybı oluştuğu, 18.000 TL de el konulan kalıbın kullanılamaz hale gelmesinden kaynaklı zararın bulunduğu, yine el koyma tarihinden dava tarihine kadar olan süreçte davalının bu eylemi nedeniyle davacının genel kârlılık oranının düşmesi neticesinde 7.773,68 TL kâr kaybının bulunduğu, bu durumda davacının 38.338,36 TL maddi tazminat talep edebileceği gerekçesi ile davanın kabulüne, 38.338,36 TL maddi tazminatın ve takdiren 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir. Ancak, davalının şikayeti üzerine davacı şirket yetkilisi hakkında faydalı model hakkının ihlali suçu nedeniyle yapılan yargılama sonunda İzmir Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2005/297 E.2006/277 K ve 22.06.2006 tarihli kararı ile davacı şirket yetkilisinin beraatine, yedieminde bulunan ürünler ile kalıbın da sanığa iadesine karar verilmiştir. Bu durumda davacının yoksun kaldığı kazanca ilişkin talebi bakımından yalnızca el koyma tarihinden ürünlerin davacıya iade edildiği tarih arasındaki el koyulan kalıpla üretilecek ürünlerin satılamamasından kaynaklanan yoksun kalınan kazancının tespiti ile belirlenecek tutara hükmedilmesi gerekmektedir. Davacının ürünlere ve bu ürünlerin üretilmesine yarayan kalıba el konulması neticesinde bunların kullanılmaz hale gelmesinden kaynaklanan zararına ilişkin talebi bakımından ise 29.03.2005 tarihinde el konulan 9.720 adet ürünün el koyma tedbirinin kalktığı tarih itibariyle ne durumda olduğu tespit edilmeden sadece davacının beyanı esas alınarak malların kullanılmaz halde olduğunun kabulü doğru olmadığı gibi el konulan kalıbın hasar durumuna ilişkin olarak alınan 24.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda kalıbın 100 veya 150 TL’lik bir bakım masrafı neticesinde kullanılabilecek halde olduğu belirtilmiştir. Hükme esas alınan raporda ise kalıbın durumuna ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın kullanılmaz halde olması nedeniyle 18.000 TL tazminatın yerinde olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin karar verildiği gibi 24.04.2018 tarihli bilirkişi raporuna neden itibar edilmediği de karar yerinde tartışılmamıştır. Bu durumda mahkemece, el konulan 9.720 adet ürünün ve kalıbın iade edildiği tarih itibariyle davacı tarafından belirtilen deliller nazara alınarak hasar durumu tespiti ile varsa davacı zararına hükmedilmesi ve yöntemine uygun şekilde hesaplanacak maddi tazminat miktarı dikkate alınarak zararla orantılı, eylemin niteliğine uygun makul miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı karar verilmesi doğru görümemiş, hükmün açıklanan nedenlerle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.