17. Ceza Dairesi 2019/11956 E. , 2020/2264 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre, suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Her iki mağdurun suça konu araçların kapılarını kilitleyip bıraktıkları yönündeki anlatımları, müşteki ...’a ait aracın kilit sisteminde zorlama iz ve emaresinin tespit edilmemiş olması, müşteki ...’e ait araç ile ilgili kilit sisteminde zorlama iz ve emaresine dair bir açıklığın bulunmaması, kilit sistemine etki eden zorla açıldığı izlenimi veren ezik, çizik, kırık, zorlama, vb durumun tespiti halinde eylemin TCK’nun 142/2-h maddesi kapsamında kalacağı, açıklanan hallerin bulunmadığı, her hangi iz, emare, zorlama bırakmayacak şekilde kilit sisteminin kendi çalışma mekanizmasına zarar verilmeden açılarak girilmesi halinde bu defa TCK’nun 142/2-d maddesinde düzenlenen kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, eylemin TCK’nun 142/2-h kapsamında kaldığı taktirde oluşabilecek TCK 151/1 kapsamında mala zarar verme suçunun da oluşabileceği ve bu suçtan zamanaşımı süresi içinde işlem yapılabileceği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde suç vasfının tayini,
2-Katılan ... soruşturma aşamasındaki beyanında olay günü saat 22.30 sıralarında aracının park ettiğini, ertesi gün saat 06.30 sıralarında aracının yanına geldiğinde hırsızlık yapıldığını anladığını belirttiği, müşteki ...’ın da soruşturma aşamasındaki beyanında olay günü saat 19.00 sıralarında aracının park ettiğini, ertesi gün saat 07.30 sıralarında aracının yanına geldiğinde hırsızlık yapıldığını anladığını belirttiği, UYAP"ta yer alan bilgilere göre Sivas İli Merkez İlçesi"nde 09/05/2015 günü yaz saati uygulaması da gözetildiğinde güneşin saat 05.19"da doğduğu, 19.57’de battığı, gece vaktinin 20.57 ile 04.19 saatleri arasında kalan zaman dilimi olduğu, suçların ise belirsiz bir saatte işlendiği, sanıkların eylemlerini gerçekleştirme zamanının kesin olarak tespit edilememesi karşısında;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/03/2015 tarih 2014/10-613 Esas 2015/35 Karar sayılı kararında yer alan "Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir." şeklindeki ifadelerde de belirtildiği üzere şüphe sanıklar lehine yorumlanarak suçların gündüz vakti işlendiğinin kabulü gerektiği gözetilmeksizin tahmine dayalı ve hukuki olmayan gerekçe ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 143. maddesinin uygulanması sonucu sanıklar hakkında fazla ceza tayini,
3-Olay yakalama tutanağı, teslim tesellüm tutanağı ile sabit olduğu üzere müştekilere ait araçlardan çalınan suça konu eşyaların sanıkların araçlarında yapılan aramada bulunması sonucu müştekilerin yaptıkları teşhis üzerine müştekilere iade edildiğinin anlaşılması karşısında; şartları oluşmadığı halde, sanıklara verilen cezadan etkin pişmanlık nedeniyle 5237 sayılı TCK"nun 168/1. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
4-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafi ile sanık ...’ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış haklarının korunmasına, 18/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.