12. Ceza Dairesi 2019/12223 E. , 2020/4934 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 29/12/2015
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : CMK"nın 231/11. maddesine göre açıklanan; TCK"nın 179/3, 62/1, 53/1-3.maddelerine göre mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, TCK"nın 179/3, 62. maddeleri gereğince 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair... 1.Sulh Ceza Mahkemesinin 12.02.2014 tarihli ve 2013/1053-2014/219 sayılı kararının, 25.02.2014 tarihinde kesinleşmesine müteakip, sanığın denetim süresi içinde 30.11.2014 tarihinde, TCK"nın 170/1-c maddesinde tanımlanan "Korku kaygı veya panik yaratacak derecede silahla ateş etme" suçu ile 6136 Sayılı Kanuna muhalefet suçunu işlediği,... 3. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 18.09.2015 tarih ve 2015/364-2015/745 sayılı ilamla hakkında mahkumiyet kararı verildiği, kararın 14.10.2015 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair kararı kapsayan dosya incelendi.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 179.. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ""trafik güvenliğini tehlikeye sokma"" suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK"nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan iki yıla kadar hapis cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasa"ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; 07.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.