11. Ceza Dairesi 2017/12364 E. , 2018/4898 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenlemek
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gerekçeli karar başlığında "2006-,2007" olarak eksik yazılan suç tarihlerine, "2005” yılının mahallinde eklenmesi mümkün görülmüştür.
A-Sanık ..." ın 2005 yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığa atılı sahte fatura düzenleme suçunun öngörülen cezasının üst sınırına göre, TCK"nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı süresinin, faturaların ele geçirilememiş olması nedeniyle en aleyhe kabul ile 31.12.2005 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmakla, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
B-Sanık ..." ın 2006 ve 2007 yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık ..."ın, ..."dan 19.07.2005 tarihinde şirket hissesini devir aldığı ve bu tarihten sonra müdür olarak atandığı ... Plastik İnşaat Metal oto. Nak. San. Tic. Ltd. Şti."nin, 2006 ve 2007 takvim yıllarında komisyon karşılığı sahte fatura düzenleme suçunu işlediğinin iddia olunduğu davada; sanığın "... şirketi 2005 yılında ..." dan devir aldım. Ancak belge ve defterleri teslim almadım. Bir devlet dairesinde ihaleye girebilmek için bir şirketim olması gerekiyordu. Bunun için kağıt üzerinde şirketi devir aldım hatta abimide ortak ettim, ancak istediğim ihaleyi alamadığım için şirketi vergi dairesinin resen kapatacağını düşündüğümden işlem yapmadım. Çünkü işlem görmeyen şirketlerin faaliyetleri resen kapatılıyordu. Söz konusu şirkete giren ve çıkan faturalardan haberim yoktur." demesi, ... "ın ise defter ve tüm belgeleri sanık ..." a devrettiğini söylemesi nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1- Sahte fatura düzenleme suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" hükmünün yer alması; suç konusu faturaların dosya içinde bulunmadığının ve getirtilip duruşmada incelenmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın 2006 ve 2007 takvim yıllarında düzenlendiği iddia olunan faturalardan, her takvim yılına ait kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının veya onaylı örneklerinin ilgili vergi dairesinden sorulması, dosyaya getirtilerek incelenmesi ve 213 sayılı Kanunun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi,
2- Faturaların zorunlu bilgileri içerdiğinin tespit edilmesi durumunda;
a) Faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde faturalardaki yazı ve imzaların sanık veya ..." a ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
b) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
cc) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya mükelleflerin, CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
c) Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
aa) Faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin olup olmadığının araştırılması,
bb) Daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma/ inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Kabule göre de;
a) Her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında hangi yıldan olduğu da belirtilmeksizin tek mahkûmiyet hükmü kurulması,
b) Aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 23.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.